İskender GÜRDÖL... SPORDA BAŞARI VE PSİKOLOJİ' NİN YERİ
Açıklama: Genellikle tüm spor dallarındaki başarı düzeyinin sporcunun kişilik yapısıyla ilişkili olduğu hemen hemen kanıtlanmış bir...
Kategori: Spor Yazıları - İskender GÜRDÖL
Eklenme Tarihi: 24 Şubat 2011
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 02:55
Site: Gazete Tiyatroterapi
URL: http://gazete.tiyatroterapi.com/haber_detay.asp?haberID=175
SPORDA BAŞARI VE
PSİKOLOJİ’ NİN YERİ
Genellikle tüm spor dallarındaki
başarı düzeyinin sporcunun kişilik yapısıyla ilişkili olduğu
hemen hemen kanıtlanmış bir savdır. Bu
noktada da yarışmacı sporcu
yetiştirilmesinde konunun enine boyuna
araştırılması gereği ortaya çıkmaktadır. O halde sorulması gereken sorular
şunlardır;
1 .Performans sporunda maksimal
performans’ ı ve buna bağlı olarak başarıyı garanti eden belli bir kişilik
yapısı var mıdır, varsa bu kişilik yapısının kriterleri nelerdir
2. Bir çalıştırıcı farklı
kişilik özelliklerine sahip oyunculardan kurulu
bir takımı üst düzey performansa ulaştırabilmek için nelere ve hangi
kişilik özelliklerine dikkat etmeli ve hangi yöntemlere baş vurmalıdır? “
Spor psikolojisi kitabında bu
sorulara yer veren Sayın Ergun Başer, bu alandaki çalışmaları şu şekilde
özetlemektedir.
“ Sporda maksimal performans ve başarının
son derece arttığı son 50 yıl da, spor psikolojisi araştırmalarının büyük bir bölümü
yukarıdaki soruların ilkine yanıt aradı. Başarılı ve başarısız sporcuların
kişilik özellikleri, bu özellikler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar
araştırıldı. Çeşitli kişilik testleri uygulandı ve analiz edildi. Ancak yapılan
araştırmalar, psikolojik test teknolojisindeki büyük gelişmelere, analizlere
ve değerlendirmelerde bilgisayar kullanımına karşın çelişkili sonuçlar verdi. Sonuçta da antrenörün eline uygulaması ve
değerlendirilmesi kolay, basit, sonuçları kesin, güvenilir bir test verilemedi
ve başarıyı garanti eden bir sporcu kişiliği belirlenemedi. Ve bunun sonucu
olarak ikinci soru önem kazandı. “ Sporcunun kişiliğini tanımak ve onu maksimal
performans’ a zorlayacak, kişiliğine uygun yöntemleri bulmak.” Ancak, yine
yukarıda açıklanan nedenler ile bu işe girişen yani sporcusunun kişilik
özelliklerini tanımak isteyen antrenör,
ya kendi kişisel sezgi ve deneyimlerine dayanmak ya da bir psikolog’ a baş
vurmak zorundadır. Ancak bir psikolog’ a
başvurmak, hem spora oriyente ( uyumlu ) psikolog azlığı, hem de çeşitli
çevrelerin psikoloji’ ye olan tepkileri göz önünde tutulduğunda oldukça güç ve
rizikolu görünmektedir. Bu nedenlerle
antrenör yalnız hareket etmek zorunda kalmaktadır.’’
Sayın Başer’ in de belirttiği
gibi ülkemizde, 21. yüzyılda olmamıza
karşın, psikolojik destek istenmesi hoş görülmemektedir. Bu iş
kulüplerimizde ya çalıştırıcı tarafından yarım yamalak
yapılmaktadır ya da takımın başına menajer sıfatıyla bir “ abi “ getirilerek çözülmeye çalışılmaktadır. Tabii ki bu “ abi “ nin bu konudaki
bilgi düzeyi ne seviyedeyse o sporcularda o kadar psikolojik destek
almaktadırlar.
Kısacası “ abi “ ler bu gençleri babadan kalma yöntemlerle “ motive “ etmektedirler!..
Sonuçta da Türkiye de spor neden geri gidiyor diye dövünüp duruyoruz.
Bu konuyla ilgili daha geniş ve ayrıntılı yazılarımıza devam etmek
niyetindeyiz.
Sayın Başer’ in kitabını kaynakça olarak kullanıp bazı bilgileri
aktarmaya çalışacağız.
Biraz ışık
olursa ne mutlu bize...
Haftaya devamla...