DÜRTÜLEREK YAŞAMAK... Bekir YEŞİLTAŞ


Açıklama: Yaşam biçimimiz artık dürtülmelerle sürmektedir. Bunun farkına varamamışta olabilirsiniz, varıp da alışmış olabilirsinizde. İyi ya da kötü bu alışmak kısmı hayatımızın birçok yerinde karşımıza hep çıkmıştır....
Kategori: Misafir yazarlar
Eklenme Tarihi: 18 Kasım 2011
Geçerli Tarih: 28 Mart 2024, 15:45
Site: Gazete Tiyatroterapi
URL: http://gazete.tiyatroterapi.com/haber_detay.asp?haberID=258





                            DÜRTÜLEREK YAŞAMAK

Yaşam biçimimiz artık dürtülmelerle sürmektedir. Bunun farkına varamamışta olabilirsiniz, varıp da alışmış olabilirsinizde. İyi ya da kötü bu alışmak kısmı hayatımızın birçok yerinde karşımıza hep çıkmıştır. Biz de genellikle kötü kısımlı olanlara alışmış, iyi kısımlı olanları da olursa iyi olur kısmında bırakmışızdır. Gelin beraber bakalım nelere alışmışız.

Eğitim gerekli tabi bu işlerin başında, buradan başlayalım ki anlayalım. Şuan ki eğitim sistemi hakkında herkesin bir fikri var. Nasıl düzeleceği ve nasıl bilinçli bir toplum yetişeceğini herkes biliyor. Peki, bu konu hakkında bir şeyler yapan varmı? Bence yok. Çünkü alıştık bu duruma. Bu arada kazara Oğlunuz veya kızınız olurda bir şans eseri ÖSS’ yi kazanırsa iyi olur değilmi? Bu eğitim sürecinde sizde çok çalışıp masraflara yetişmeye çalışıyorsunuz tabi. Bu çektiklerinizin size başarı olarak geri dönmesi gerek fakat bu size incelenmesi gereken abartılı elektrik, su, doğalgaz ve vergiler biçiminde dönmeye başladığını gördüğünüzde sinirleniyorsunuz, bu duruma da alışıyorsunuz. Ta ki biri çıkıp eline geçen faturasındaki bazı yerlere ( birden çok olanı da var )  itiraz edip, hakkını aramaya başlayıp, kazanana kadar. O anda dürtülüyorsunuz ve ben niye hakkımı aramıyorum diyorsunuz? Ya da kim uğraşacak bunlarla, zaten kaç kuruş diyip, alışmış oluyorsunuz. İyi olan kısmı da hala elektrik, su, doğalgazınız çalışıyor, vergilerinizi veriyorsunuz. Yani birisi dürtmeden uyanamıyorsunuz. Sabah anne, eş, çocuk veya saat ( artık telefon alarmı moda ), yolda, gideceğiniz yere otobüsle gidiyorsanız şoför veya insanlar, arabayla gidiyorsanız uykulu yayalar ve trafik ışıklarında duyduğunuz ilk korna sesiyle, ( çoğu zaman ışığa bile bakmadan sadece korna sesiyle kırmızıda geçerler ) oda olmadı facebook tan dürtülürsünüz. Bu konu bu kadar açık ki böyle bir uygulama boşuna konulmamıştır değil mi?

Seneler önce 90 km hızla 110 km hız arasındaki farkı bizlere öğretmeye çalışanlar, şimdi 120 km hız da ne var canım diyorlar. Söyleyeyim, ölüm. Şehitlerimiz oldu, depremlerimiz oldu, adaletsizliğimiz oldu, kavgalarımız oldu savunmasız kadınlara karşı, hiçbir şey yapmayan, robotlaşan iki kişiden biri olduk, karşı çıktık sürü olduk, çıkmadık koyun olduk, alacağımız karşısında insan, vereceğimiz karşısında vatandaş olduk, kullanamadığımız vicdanımız oldu, ( ya da her yerde kullandığımız ) durmadığımız sözümüz oldu, alamadığımız cevaplar oldu.

Bir şeyler yapmak için dürtülmeyi beklediğimiz sürece dürtüklenmeye mahkum kalacağız. Bize dokunmuyor olabilir yılan fakat bin yıl yaşayacaksa, elbet sıra bize de gelecektir, unutmamak lazım.  Örneklere örnek göstermek, çoğaltmak kolaydır, biz cevabı olan, çözümlü örnekler oluşturalım.

 

Bekir YEŞİLTAŞ