LONDRA'DAN ETİMOLOJİYE VE OLİMPİZM FELSEFESİNE... İskender GÜRDÖL


Açıklama: 2012 Londra Olimpiyat Oyunları görkemli bir şölenle başladı. Her şey iyiydi hoştu da, o meşalenin hazırlanış ve yakılışı bence muhteşem oldu. Konu hazır olimpiyat ve spordan açılmışken bizde fırsattan istifade bazı kavramlara açıklık getirelim, istedik.
Kategori: Spor Yazıları - İskender GÜRDÖL
Eklenme Tarihi: 31 Temmuz 2012
Geçerli Tarih: 28 Mart 2024, 22:20
Site: Gazete Tiyatroterapi
URL: http://gazete.tiyatroterapi.com/haber_detay.asp?haberID=342




LONDRA’DAN ETİMOLOJİYE VE OLİMPİZM FELSEFESİNE


 

2012 Londra Olimpiyat Oyunları görkemli bir şölenle başladı. Her şey iyiydi hoştu da, o meşalenin hazırlanış ve yakılışı  bence muhteşem oldu. Konu hazır olimpiyat ve spordan açılmışken bizde fırsattan istifade bazı kavramlara açıklık getirelim, istedik.

Bilindiği üzere hareket insan doğumuyla başlar. Bu da bedensel etkinliğin kabaca ilk basamaklarını oluşturur. Bu noktadan hareketle; şayet bu fiziki hareketlilik; genel eğitimin sistem ve yöntemlerine koşut olarak, insanın fiziksel ve zihinsel nitelikleri ile birlikte kendine güvenini geliştirmek için yapılmaya başlanmışsa buna,  “beden eğitimi” diyoruz.

“Spor” ise;  insanın bedensel ve düşünsel yeteneklerini bir bütün olarak ele alınarak, dengeli ve sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve yarışmaya yönlendirilmesi olgusudur.

“Olimpik spor’a” gelince; Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde, uluslar arası boyutlarda yapılan spor yarışmalarıdır

Günümüzde ise spor; çağdaş kişiliğin oluşumunda olmazsa olmaz unsurlardan beden, ruh ve zekanın eşgüdümlü geliştirilmesi için yapılması gereken bir eğitim bütünlüğü olarak kabul edilmektedir.

Bazı etimologlar ise; “ spor “ kelimesini teknik bir terim olarak görmektedir. Onlara göre; sistem, program, organizasyon ve rekor kelimelerinin baş harflerinden yola çıkarsanız yine “ spor ”a varırsınız. Bu kavramlar ve tanımlar çeşitli yönlerden ele alınarak dilendiği gibi şekillendirilir, kullanılabilir.

Fakat bir gerçek vardır ki hiçbir soru işaretine yer bırakmamaktadır. O da sporun insanlık kadar eski bir tarihi olduğudur.

İnsanoğlu akıl ve beden güzelliğinin bir bütün olduğunu binlerce yıl önce keşfetmiştir. Bunu da bir sloganla pekiştirmiştir. “ Orandum est sit mens sana in corpore sano ” yani “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” deyişi o günlerden günümüze ulaşan hoş bir slogandır.

İnsanoğlu bu bütünlüğü sağlayabilmek için yine binlerce yıl uğraşıp durdu. Özellikle “politeist” dönemde tanrılarına benzeyebilmek için çok çaba harcadı. Bunun için aklını geliştirmek adına; liseum (Lykeion), Akademium (Akademos)ları kurdu. Bunların yanında Gymnasium ( gymnasion ), Palestra ve stadyumları yaptı. Böylece akıl yanında fiziksel yapısınıda geliştirmeyi amaçladı. Soyal ve kültürel gelişim içinse; agora, odeon ve anfiteatrlar oluşturdu. Sonuçta tanrısına özenerek “mükemmel insana” varmaya çalıştı. Bu uğraşılar içerisinden de “olimpizm” felsefesi doğdu. 

İşte bu nedenlerle  diyebiliriz ki;  “olimpiyat ateşi” antik çağlardan günümüze kadar görkemli yanışını sürdürmektedir. 20 ve 21. yüzyıllarda her ne kadar bazı amaç sapmalarına rastlasak bile, olimpiyatların; çağdaş spor düşüncesi ve yaşam biçiminin gelişmesine katkısı büyüktür.

Yararlanılan kaynak : Sarıalp Ruhi,  Genel Kültür Ve  Beden Eğitimi Tarihi –İTÜBeden Eğitimi Bölümü Yayınları.

 

İskender GÜRDÖL