Her insan mutluluk isterde geldiğinde görmezler inasanlar... Bir diğeri ise o mutluluğa gitmek için nerelerden gelmiştir nelerle sarılmıştır o dal a fakat suya düşmüşte yılanamı sarılmış ne yani sevgili babacım şapka öne koyulsada insanlarımız yada insanlığımız değişecek gibi değil...
Vedat amca "Çocukken Tarzan'ı neredeyse çıplak seyrettik, Külkedisi eve gece yarısından sonra gelirdi, Pinokyo yalan söylerdi, Batman arabayı saatte 300 km hızla kullanıyordu, Pamuk prenses 7 herifle birlikte yaşıyordu, Red Kit'in ağzında devamlı sigara, Temel Reis'te pipo ve dövmeler vardı, Pacman hapları yutup yutup dijital müzikle patlayıp koşturuyordu. Bunları izleyerek büyüdükten sonra suçlu biz miyiz? " Aslında yazını okurken aklıma bu geldi biryerlerde okumuştum buldum :) kısacası etrafımızdaki gelişen her olayda biz olumsuzu örnek almaya alışmışız sanırım ondan hep olumsuz evlilikleri gördükçe evlilik müessesesini yıkılmakta olan bir bina şeklinde görüyoruz :)
köşe yazıları haber başlıklarına bakarken bi anda gazete tiyatro karşıma çıktı bunada bi bakim derken bu terapi edebilecek yazı karşıma çıktı kalemınıze saglık vedat bey.olayları oldukça şık bir şekılde bagdaştırmışsınız..aslında hayatın bizden beklentisi var biz kendimiz için yaşayacagımıza hayat için yaşıyoruz modern çagdaş bir yaşam nasıl hayat nasıl devam edıyosa ona uyumla yaşıyoruz.ben belki çogu insanın hoşuna gitmeyecek olayları yaşamak istesem ayıplanır a aaa bu devirde böyle şeymi olur dercesine.ben hayattan aslında bişey beklemıyorum kendımden ve kendım hissettıklerımden beklıyorum.ve dedgıgınız gıbı üçgenın üç ucuda birbirine denk gelmicek.
Evet gerçekten günümüz evlilikleri hatta evlilikleri ileri safhada olup başlangıç olan beraberlikleri bile bunlara bağlı.Bayanlar için bunlar ön planda olurken ön planda olmayanlar içinse,karşılarına çıkan erkekler için gezip,tozma ve belkide ciddi bir beraberlik ve ardındaki evlilik sorumlulugunu alma korkusundan dogan sahiplenici ciddi beraberlikler olmaz oldu...Umarım bay bayan olarak bu ayrımları düşünmeyen kişiler birbirlerini bulup mutluluga kavuşurlar...
Üçlü sac ayağına oturmuş,ateşin yanmasını bekliyoruz galiba.Pamuk prenses saat onikiyi vurduğunda ayakkabısının tekini neden düşürdü...belkide hissetti olacakları...prensine kavuşabilmesi için başka yolu yoktu...Ateşin yanmasını beklerken hayatın nasıl kaçtığını elimizde kibrit olduğunu farkedince anlıyoruz galiba...tebrik ederim vedat bey çok güzel ifade etmişsiniz .