| ||||||||||
| ||||||||||
| ||||||||||
HABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
Müzik üzerine yazılar -1 Abdullah Bizden28 Eylül 2014, 11:57 Osman Akbaşa Ordunun Dereleri - Pastırmalar Denkte - Şenay'ın Ardından ORDU'NUN DERELERİ Hoş bir Karadeniz türküsü vardır; ‘Ordu’nun dereleri / Aksa yukarı aksa’ diye başlar ve ‘Vermem seni ellere / Ordu üstüme kalksa’ diye devam eder. Buradaki ilk iki dizeye ister ‘doldurma mısralar’ deyin, ister ilk dörtlüğü bir bütün olarak yorumlayıp derelerin yukarı akmasını, aşkın gücü karşısında sevgiliden vazgeçmenin derelerin yukarı akması kadar imkânsız bir şey olduğuna işaret eden bir benzetme olarak değerlendirin… Türkü güzeldir! ‘Oy Mehmedim Mehmedim / Sana küstüm demedim’ nakaratına bakarsanız bir kadın ağzından söylenen, ama pekâlâ bir erkek ve bir kadın tarafından karşılıklı olarak –hiç duymadım, izlemedim ama- söylenebileceğini de düşündüğüm türkü güzeldir. Ama hor kullanmamız yüzünden çivisini çıkardığımız dünyamızda öyle şeyler oluyor ki gelecekte bu güzel türkünün sözleri anlamını kaybedebilir diye düşünmekten kendimi alamıyorum… Baksanıza, Avustralya’da aşırı rüzgâr ve yağış sonrasında denizde oluşan hortumların karaya geldiğinde şelâlelerin ‘aşağı’ akan sularını doğurdukları vakumun gücüyle ‘yukarı’ akıttığını televizyon haberlerinde izledik! Gazetelerde ‘Bu şelâle tersten akıyor!’ başlıklı fotoğraflı haberler okuduk.* Çevreye ve dünyamıza bu duyarsızlıkla, Ordu’nun dereleri de bir gün ‘yukarı akarsa’ herhalde şaşırmamak gerek! 25.7.2011 *Milliyet,25.7.2011
PASTIRMALAR DENKTE ‘Kandilli yazmayı kaldır yüzünden / Alırım dedin de döndün yüzünden’ diye başlayan, kavuştağı ‘yekte yavrum yekte / pastırmalar denkte’ diye giden oynak bir Kayseri türküsü vardır, bilirsiniz. Ben de bu türküyü dinlerken sözlerin ‘pastırmalar denkte’ kısmına pek bir anlam veremez, ama bunu sadece ‘kafiye hatırına’ bir doldurma mısra olarak görüp geçerdim. Çünkü benim bildiğim bir ‘eşit’ anlamına ‘denk’ vardı, bir de ‘denk’, yorgan, yatak gibi büyükçe parçaların dürülüp bükülüp paketlenmişiydi, yani balyaydı. Ama pastırmaların denge girmesini düşünemiyordum doğrusu! Meğer iş bildiğim gibi değilmiş… ‘Denk’in bir anlamı daha varmış! Pastırma üretimi sırasında önce etin uygun kısımlarından alınan, sinirleri ayıklanmış büyük parçalar birkaç yerinden yarılıp tuzla iyice ovulurmuş. Tuz etleri ‘pişirir’ ve kanından arındırırmış. Sonra bu etler tuzu girsin diye iyice yıkanır, ardından kurusun diye tel kafeslerin içinde rüzgârlı damlarda bırakılırmış. Rüzgârda kuruyan etler çemene bulanmadan önce bu sefer de içinde kalan su da çıksın diye preslerin altında sıkıştırılırmış. İşte pastırma imalathanelerinde etlere bu presleme işleminin yapıldığı bölüme ‘denk’ denirmiş. Eh, benim bilmediğim ama pastırma başkenti Kayserililerin çok iyi bilip günlük konuşma diline geçirdiği bir sözcüğü -velev ki doldurma bir mısrada olsun- türkülerinde kullanması da çok doğal değil mi? Kim bilir türkülerde daha nice sözcüğün genel anlamdan farklı yerel anlamlarıyla kullanımı var… Bu, dilbilim ve folklor araştırmacıları için herhalde ilginç ve bereketli bir araştırma konusu olmalı. ŞENAY’IN ARDINDAN 1970’li yılların popüler şarkıcılarından Şenay, sanat hayatında kullanmadığı soyadıyla Şenay Yüzbaşıoğlu, 2013’ün sanat dünyasındaki ilk kayıplarından. 3 Ocakta İstanbul’da erkek kardeşi ile kaldığı evde nefes darlığından 61 yaşında ölmüş. Cenazesi de 5 Ocakta Dolmabahçe camisinde öğle namazının ardından kaldırılmış. Ayazağa mezarlığına defnedilmiş. Bürokratik engeller aşılamadığı için, merhum eşi Gelişim Orkestrası şefi Şerif Yüzbaşıoğlu’nun yanına defnedilme vasiyeti de yerine getirilememiş. Allah rahmet eylesin. Dünya defterinde neler bıraktı, bunu elbette tam bilemeyiz. Ama bildiğimiz kısmında ‘Sev Kardeşim’ ve ‘Hayat Bayram Olsa’ diye iki sevimli, iyimser şarkı var. Sonradan bir siyasi partinin, Ecevit CHP’sinin mitinglerinin slogan şarkılarından olsalar da, siyasi görüşleri hayli farklı insanların gönül tellerini aynı anda titretebilen parçalar bunlar. Tıpkı Ayten Alpman’dan ayrı düşünülmeyen ‘Memleketim’ gibi, ‘Sev Kardeşim’ ve ‘Hayat Bayram Olsa’ da kaderi bestecisinin ve güfte yazarının elinden sıyrılmış, bir anlamda ‘başına buyruk’ olmuş parçalar. ‘Sev Kardeşim’ Türk popundan özgün bir şarkı değil. Yabancı bir parçaya Türkçe söz yazılarak oluşturulmuş. Parçanın orijinalinin adı ‘Vehcuv İtchem’. İsrailli Hanım besteci Nurit Hirsh bestelemiş. İsrailli bir hanım şarkıcı İlanit de 1970’de parçayı plağa okuyarak meşhur etmiş. İbranice olan asıl sözlerin tam çevirisi nasıldır bilmiyorum. Ama müzikolog tarihçi Murat Bardakçı ana tema olarak 1967 Arap-İsrail savaşından galip çıkan ve topraklarını 3 misli genişleten İsrail’in zaferini terennüm ettiğini söylüyor. Buraya kadar İsrail açısından her şey gayet tutarlı. Ama nasıl oldu da bu parça Türkiye’de 1971’de 19 yaşındaki Şenay’ın yazdığı belirtilen sözlerle ‘Sev Kardeşim’ oldu? İnternette Şenay’in aslında parçanın müziğini basit bulduğu, okumaya pek gönüllü olmadığı söylenip duruyor. ,Ama Türkçe sözleri kendisi yazarak okuduğunu biliyoruz. Kaynaklar Türkçe söz yazarı olarak hep Şenay’ı gösteriyor. Türkçe sözlerin içeriğinin orijinal parçanın İbranice içeriğiyle ne kadar ilgisi kalmış, araştırılmaya değer. Ama en azından Türkçe sözlerdeki ‘kavgayı bırak, her gün bu şarkıyı söyle’,’tap kardeşim tüm insanlara’, ‘dünyaya geldik bir kere’ , ‘ye, iç, gül, oyna’ gibi dizelerin İsrail’in devlet felsefesiyle uyuşmadığını biliyoruz. Çünkü İsrail ‘kavgayı’ hiç bırakmamıştır. Taptığının da ‘tüm insanlar’ olmadığı âşikar. Hadi biz komplo teorilerine falan hiç girmeyelim. Neye niyet, neye kısmet demiş ya atalarımız. Hem de ‘Ameller, niyetlere göre değerlendirilir’ ilkesini benimsemişler. Bu bakımdan, bu şarkının Şenay’ın ardından rahmet okuyanların çokluğuna vesile olduğu gerçeğini de görmezden gelmeyelim. 15.01.2013
|
İSTANBUL Hava durumu
|
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |