Gazete Tiyatroterapi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

KAYAK ...

KAYAK ...

Tarih 28 Ocak 2011, 19:15 Editör

İnsanlık tarihi kadar eski bir spor dalı olan kayak, insanoğlunun doğa ile yapmış olduğu yaşam savaşı sonucu ortaya çıkmıştır...

                                               KAYAK

         

                                      DÜNYADA KAYAK:

İnsanlık tarihi kadar eski bir spor dalı olan kayak, insanoğlunun doğa ile yapmış olduğu yaşam savaşı sonucu ortaya çıkmıştır. Tarih öncesi çağlarda insanların kışın karda batmamak amacıyla, ayaklarına bağlamış oldukları çeşitli şekillerdeki ağaç parçaları, kayağın en ilkel şeklini temsil etmektedir.

Tarihçesi 5000 yıl öncesine ait ilk kayaklar, dişbudak, betula ve çam ağaçlarından yapılmış olup, bunların kayganlığını arttırmak için çam ağacından yapılanların tabanları katranla, betuladan yapılan kayaklar da deriyle kaplanmıştır.

Kayağın ilk ortaya çıktığı ve kullanıldığı bölgeler; Sibirya, Moğolistan ve Altaylardır. Daha sonra kuzey Amerika, Balkanlar, Anadolu ve kuzeybatı yönünde İskandinavya ile İzlanda’ya doğru yayılmıştır. 1921 yılında İsveç’te bulunan çam ağacından yapılmış ilkel kayağın 4500 yaşında olduğu saptanmıştır. Kazılar sonucu ortaya çıkarılan kayaklar 3 tiptedir.

1-Güney Tipi Kayaklar: Topuklardan bağlanan, uzun ve uçları yukarı doğru kıvrık kayakların Urallar, Orta Avrupa ve Güney Norveç’te kullanıldıkları anlaşılmıştır.

2-Kuzey Tipi Artik Kayaklar: Altları hayvan derisiyle kaplanan bu kısa ve geniş kayaklar günümüzde Sibirya’da kullanılan kayaklara benzemektedir.

3-Nordik Tipi Kayaklar: İlk kez Japonya’da kullanıldığı anlaşılan bu kayakların, altları oluklu olup, iki kayak birbirine eşit değildir. ( Sol kayak, sağa göre biraz daha uzundur.)

İlk defa bir ulaşım aracı olarak Norveç, İsveç, Finlandiya ve bazı Doğu Avrupa ülkelerinde kullanılan kayak, 15. yy’den itibaren İsveç, Norveç, Polonya ve Rusya tarafından askeri amaçlarla kullanılmaya başlanmıştır. Zaman içinde gelişerek bir spor aracı olarak benimsenmesi sonucunda 1866’da Cristina’da ilk kez kayak yarışmaları düzenlenmiş, bu karşılaşmaya gösterilen büyük ilgi üzerine 1879’da Oslo’da daha büyük bir organizasyon gerçekleştirilerek kayakla atlama yarışları yapılmıştır. 1880’li yıllarda Norveçli Fridtjof Nansen’in 6 kişilik ekibiyle Grönland’ın kuzey ucunu kayakla geçip, daha sonra “ Grönland’da Kayakla Gezi” kitabını yayımlaması, kayağa gösterilen ilginin daha da artmasına neden oldu. 1896’da Mathias Zdarsky, Alp Tekniği’nin temellerini oluşturan yeni teknikler bularak kayakta büyük bir devrim gerçekleştirmiştir.

Dünyadaki ilk kayak kulübü 1877’de Fridtjof Nansen’in girişimleriyle Norveç’te “Ski Club de Cristina” adıyla kurulmuş, bunu 1890’da Almanya, 1894’te Avusturya, 1901’de Fransa ve 1903’te İngiltere de kurulan kayak kulüpleri izlemiştir. 1924’te merkezi Bern’de olan Uluslararası Kayak Federasyonu (Federation İnternational de Ski) FIS’ın kurulmasıyla birlikte kayak aynı yıl Kış Olimpiyatları programına dahil edilmiştir. FIS’ın ilk kez 1925’de düzenlediği “Kuzey Disiplini” ile 1931’de düzenlediği “Alp Disiplini” yarışları günümüzde her 4 yılda bir, ayrı yerlerde ve birbirinden bağımsız olarak yapılmaktadır.

                               TÜRKİYE’DE KAYAK:

Eski Türkler ve Osmanlılar, zorlu doğa koşullarına karşı koyabilmek amacıyla ”İvik” adını verdikleri ve bir anlamda kayak görevi gören ayakkabılar giyiyorlardı. O dönem devlet adamları ve padişahlarının gerekli ilgiyi göstermemesi nedeniyle, kayak sporu ülkemizde hiçbir gelişme gösteremedi ve zamanla unutuldu. Modern anlamda kayağın tanınması ise, Silahlı Kuvvetleri’nin 1915’te askeri amaçla kurmuş olduğu kayak birlikleri aracılığıyla gerçekleşti. Aynı yıl Erzurum Kerim Hitli Tabyası’ndan açılan kayak kursunda Avusturya’dan getirilen Alberth Bilstein önderliğinde, orduda kayağa başlandı ve Arif Hikmet Koyunoğlu, Cemal Dursunoğlu, Kemal Hasip gibi ilk kayakçılar yetişti. 1917 yılında ise Erzincan’da 4 bölükten oluşan kayak taburu kuruldu. Aynı dönemde ilk kayak okulu da Hikmet Koyunoğlu tarafından Suşehri’nde (Buldur Köyü) açıldı.

1933 yılında Galatasaray Lisesi öğretmenlerinin Uludağ’a çıkarak kayak yapmaları ile bu spor yeniden canlandı. 1933-1934’te Bursa Halkevi’nin Uludağ’da, Ankara Halkevi’nin Elmadağ’da, Erzurum Halkevi’nin Palandöken’de düzenledikleri kayak faaliyetleri önemli hareketler oldu.

Kayağın 1935’te Latif Osman Çıkıgil başkanlığında Dağcılık ve Kış Sporları Federasyonu’na bağlanmasıyla birlikte, Türkiye’de resmi kayak faaliyetleri de başlamış oldu. Bu konuda Ankara’daki Yüksek Ziraat Enstitüsü spor öğretmeni Riedel, Türkiye’ye gerçek anlamda kayak sporunu sokan ve ilk kayakçıları yetiştiren kişi olurken ilk Milli Kayak Takımımız onun Yüksek Ziraat Enstitüsü’ndeki öğrencilerinden oluşturuldu. 1936’da Kayak Federasyonu’nun kurulmasıyla birlikte aynı yıl kayakçılarımız ilk kez Olimpiyatlara katıldılar. Deneyimsiz Türk kayakçıları dünyanın en seçkin kayakçılarının katıldığı bu Kış Olimpiyatları’nda başarılı olamadılar. Bunu izleyen yıllarda kayak daha çok eğlence sporu olarak algılandı ve yaygınlaştı. Asım Kurt’un Dağcılık ve Kayak Federasyonu Başkanlığına gelmesiyle kayak sporu yeniden canlandı ve başta Uludağ, Erciyes, Elmadağ’da olmak üzere kayak merkezleri oluşturularak sporcu yetiştirilmeye başlandı. Türkiye’de uluslararası kurallara uygun ilk kayak yarışması 1944’de Asım Kurt’un çabalarıyla gerçekleştirildi. Türk kayakçıları 1948 Saint Moritz, 1952 Oslo, 1956 Cortina d’Ampezzo, 1960 Squaw Valley,1964 İnssburck Olimpiyatları’na katılmalarına rağmen başarılı olamadılar. 1968 Balkan Şampiyonası’nda Burhan Alankuş 8.liği elde ederek, o güne kadar uluslar arası alanda alınmış derecelerin en iyisini yaptı. 1970 yılında Uludağ’da yapılan Balkan Şampiyonası’nda, Kuzey Disiplini Gençler Kategorisi’nde Sarıkamış bölgesinden Rıdvan Özbek Balkan Şampiyonası’nda Türk Takımı (Gençler) 4×10 km bayrak yarışında kazandı. Ülkemizde kayağın gelişebilmesi için Kayak Federasyonu tarafından her yıl kayak antrenörlüğü ve öğretmenliği kursları, minikler için kayak kampları açılmaktadır. Ülkemizde kayak sporunun geliştirilebilmesi için kayak yapılan illerde her yıl sömestr tatillerinde Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri tarafından 7-15 yaş guruplarını kapsayan kayak kursları düzenlenmektedir. Ayrıca Türkiye’nin gösteri amaçlı en büyük kış sporları organizasyonu “Karadam Kayak Yarışları” 1983 yılından beri Uludağ’da yapılmaktadır.

Ülkemizdeki Kayak Merkezleri: Ankara (Elmadağ), Bursa(Uludağ, Demirtaş), Erzurum (Palandöken), Bitlis, Kayseri (Erciyes), Bolu (Kartalkaya), Niğde (Aladağ), Toroslar Antalya (Saklıkent), Kars (Sarıkamış), Kastamonu (Ilgaz), Ağrı, Bingöl, İzmit (Kartepe) dir.

                         KULLANILAN MALZEMELER

Kayak: Bu sporun en temel malzemeleri olan kayaklar, sporcunun boyuna, kilosuna ve ulandıkları kategorilerine göre değişiklik göstermelerine rağmen bütün kayaklarda ön taraf geniş ve ucu yukarı kıvrık, arka taraf dar ve dikdörtgen şeklindedir. Kayak uçlarının kavisleri, kayağın esnekliği ve bükülmeye karşı koyma düzeyi dönüş performansını belirleyen en önemli özelliktir. Kayak alanında yaşanan gelişmelere paralel olarak kayak uçların da yeni biçimler denenmektedir. Toz karda rahat kayak yapılmasını sağlayan geniş kayakların ardından, parabolik kesimleri sayesinde dönüşlerin daha kolay ve daha aza çaba harcanarak yapılmasına imkan tanıyan kayaklar üretilmiştir.

Kayaklar genel olarak, ince tahta, plastik köpük, fiberglas ve metal tabakaların bir çeşit sandviç şeklinde bir araya getirilmelerinden sonra etraflarının kayağa esneklik verecek özel bir maddeyle kaplanmasıyla yapılmaktadır.

Alp Disiplini kayaklarında, ön taraf 6-8 cm eninde olup, uzunlukları kullanan kişinin fiziksel özelliklerine göre değişir. Kayma sırasında, kar üzerindeki çukur ve tümseklere gelindiğinde kırılmaması için esnek maddelerden yapılırlar.

Kuzey Disiplini kayakları ise daha ince ve uzun özelliklere sahip olup, sadece ön kısımlarında bağlama bulunur.

Ayakkabılar: Alp Disiplini’nde kullanılan ayakkabılar sert plastikten yapılmış olup diz altına kadar uzanırlar. Ayak bileklerini sabit tutabilmeleri amacıyla, ayakkabıların içleri süngersi dokularla kaplanır.

Kuzey Disiplini ayakkabıları ise deri ve plastik karışımı hafif malzemelerden yapılıp, uzunlukları ayak bileklerine kadardır. Bu ayakkabı, spor ayakkabısı görünümünde olup uç kısmında bağlamalara takılacak çıkıntılar vardır.

Fiksasyon (Bağlama): Ayakkabıların kayak üzerinde sabit durmasını sağlamak için Alp Disiplini’nde kayağa ayakkabının hem ön hem arka kısmından, Kuzey Disiplini’nde ise ayakkabının yalnız ön tarafından vidalanmak suretiyle monte edilir. Fiksasyonlar belli ölçülere bağlı kalınarak metal ve sert plastik gibi maddelerden üretilirler. Alp Disiplini’nde kullanılan bağlamaların arka kısmında stoperler (durdurucular) bulunur.

Batonlar (Kayak sopaları): Alp Disiplini’nde kayarken denge sağlama ve dönüşlerin ritmik olması amacıyla; Kuzey Disiplininde ise düzlüklerde hız kazanmak, tepelere tırmanırken rahat ve hızlı çıkmak için kullanılan malzemelerdir. Batonlar hafif metallerden yapılır ve uzunlukları kullanan kişinin boyuna göre değişir. Düşme anında sporcunun elinden kaybolmaması için üst taraflarında bileğe takılan bir kayış bulunur. Alt tarafları sivri olur. Batonların kara batmaması için alt ucundan 5 cm yukarıda “simit” adı verilen çember biçiminde sert plastikten bir tabla bulunur.

Vaks: Kuzey Disiplini yarışmalarında,yokuş aşağı ve düz zeminde hızlı kaymak, yokuş yukarı tırmanırken geri kaymamak, Alp Disiplininde ise kayağın kar tutmasını önlemek ve hızını arttırmak için kayakların altına sürülen bal mumu ve parafin karışımı maddelerdir.

Giysiler: Kayakçılar vücudu saracak, sıcak tutacak ve su geçirmeyecek cinsten hafif giysiler kullanır. Eldiven ve bere giyer, gözlerin kardan, rüzgardan ve güneşin zararlı ışınlarından korunabilmesi amacıyla gözlük takarlar.

                           KAYAK YARIŞMALARI

Kayak yarışmaları iki bölüme ayrılır. Bunlar:

1- Alp Disiplini

2- Kuzey Disiplini

Yarışmalarda her yarış kategorisini ayrı bir kurul yönetir. Kurulda bulunan görevliler:

a) Pistlerin hazırlanmasını sağlar ve denetler

b) Başlamayı, bitişi ve süreyi denetler

c) Alp Disiplini yarışmalarında kapıları düzenler.

Kayak yarışmalarında yarışma kurulundan başka birde jüri kurulu bulunur. Jüri kurulunun görevleri, anlaşmazlıkları çözmek ve yapılan itirazları denetlemektir

                                    1-ALP DİSİPLİNİ

Yokuş aşağı inerken zamana karşı yapılan yarışlardır. Bu yarış tipi Alp Dağları’nda başladığından “ Alp Disiplini” adını almıştır.

a) İniş

b) Süper GS ( Büyük Slalom)

c) Büyük Slalom

d) Slalom

e) Kombine, olmak üzere 5 yarış tipini kapsar. Bunlardan başka Paralel Slalom yarışması da vardır.

Bu tip yarışların bütün kategorileri eğimli pistlerde yapılır. Başlangıç ve bitiş noktaları arasındaki yükselti farkı, yarışın kategorisine göre 120-1000 m arasında değişir. Pist boyunca iki bayrak direğinden oluşan kapılar bulunur. Pist çıkışı, aralarında 75 cm uzaklık bulunan, 50 cm yükseklikte iki sopadan oluşur. Pistin bitiş alanı geniş ve hafif karşı eğimlidir. Bitiş, aralarında en az 6 m mesafe bulunan iki uzun sopanın üzerindeki bir flamayla belirlenmiştir.

Alp Disiplini yarışmaları zamana karşı yapılan yarışmalar olmalarından dolayı, sonuçlar saniyenin 1/100’ünü tespit edebilecek aletlerle belirlenir. Yarışmacının kayağı başlama çizgisini geçtiği anda süre başlar ve kayakçının vücudu bitiş çizgisini geçtiği anda süre durdurulur. Yarışmanın başlayacağı zaman çıkış alanında yarışmacılar ve hakemlerden başka kimse bulunamaz. Çıkıştan 10 sn önce yarışçılar uyarılır.

Yarışma kapılarının boyu 2 metredir. Bunun 1.80 metresi kar seviyesinin üstündedir. Yalnızca inişte tek renk (genellikle kırmızı) diğer yarışmalarda ise bir kırmızı bir mavi renkli kapılar arka arkaya sıralanır.

Türkiye’de iniş, Süper G, Kombine ve paralel yarışlar yapılmamaktadır.

a) İniş: Sürat ve cesaret yarışı olan iniş yarışmalarında,kayakçılar eğimli bir parkurda, sopa kullanmadan, en yüksek hıza ulaşarak inmeye çalışırlar. Bu yaklaşık olarak 2-3 dakika sürer.

Yükseklik (seviye) farkı erkeklerde 750-1000 m, bayanlarda 400-700 m arasında olup pistin en dar bölümlerinde genişlik 20 m’dir. Yarışmacılara pist yönünü göstermek ve tehlikelerden korumak amacıyla kurulan kapıların arasındaki mesafe 8 m’dir. Kapılar aynı renkte (genellikle kırmızı) 4 sopadan oluşur. Pistin belirlenmesi amacıyla, parkur boyunca sağ tarafa yeşil, sol tarafa kırmızı bayraklar dikilir. Kayakçıların iniş hızını azaltmak amacıyla, pistin belirli bölümlerinde virajlar ve kontrol geçitleri bulunur. İniş yarışlarında kullanılan kayaklar, diğerlerine oranla daha ağır, kalın ve uzundur. Bayanlar için yaklaşık 2,12-2,15 cm, erkekler için ise 2,21-2,23 cm’dir.

İniş yarışmalarında, kayakçılar yapmış oldukları büyük hızı (saatte ortalama 100 km) koruyabilmek amacıyla “aerodinamik” yani havanın direncini kırmak için yumurta duruşu pozisyonunda dizler bükülmüş ve gövde geriye verilerek, hafif çömelmiş durumdadırlar. Hava akımının engellenmemesi için kayaklar fazla bitişik olmamalı ve kalça arkaya fazla oturmamalıdır.

Yarışmanın yapılacağı pistte, yarışmadan 3 gün önce,pistin yönünü ve kapıların durumunu kontrol etmek amacıyla deneme yarışları yapılır. Üçüncü gün deneme yarışlarına bütün kayakçıların katılması zorunludur. Yarışmacılar, çıkış yerlerinden 60 sn aralıklarla çıkış yaparak yarışa başlarlar. Yarışa başlama sıraları 3. gün deneme yarışları sırasında kura ile belirlenir. Batonlar, çıkışta hız almak için kullanılırlar. Daha sonra yarış süresince hemen hemen hiç kullanılmazlar. Yarışmacılar, çıkıştan 10 sn önce uyarılırlar. Çıkışa 5 sn kaldığı zaman “başla” komutu verilerek geriye sayım başlar. Çıkış için hazır olmayan yada zamanından önce çıkış yapan yarışmacı diskalifiye olur. Yarışmacının yarış süresince hiç kapı atlamadan hepsinden geçmesi gerekir.

Yarış sonunda kurallara uygun olarak yarışan bütün yarışmacıların dereceleri resmi olarak açıklanır. Yarışmayı en kısa sürede bitiren kayakçı birinci olur.

b) Süper G (S. Büyük Slalom): Süper G,kayakçıların fiziksel ve psikolojik kondisyonlarına, teknik yetenek ve cesaretine dayalı 2 dakika kadar süren yarışlardır. Kayakçılar yarış sırasında 90-120 km/sn hıza ulaşırlar. Yarış pistinde en az 3 doğal tramplen vardır. Yükseklik farkı erkeklerde 500-900 m, bayanlarda ise 500-700 m’dir. Kapılar mavi ve kırmızı renkli sopalardan oluşur. Kapı arası mesafe 15 m kadar olup, en az 14 kapı, en fazla 24 kapı bulunur. Kayakçılar yarışlarda tulum ve kask giymek zorundadırlar. Kayakların boyu bayanlarda yaklaşık 2,10-2,12 m, erkeklerde ise 2,15-2,20 m kadardır.

c) Büyük Slalom: Yarışmacılar, pist üzerine belli aralıklarla dikilmiş olan kapılardan hızla geçerek kayarlar.

Pistin yükseklik farkı erkeklerde 250-400 m, bayanlarda 250-350 m arasında değişir. Genişlik en az 30 m olur. Kapılar 4 sopadan oluşur. Sopalara sarılan bayraklar (flamalar) sopalarla aynı renkte yani kırmızı ve mavidir. Kapı genişliği 4-8 m arasında değişir. Birbirini izleyen kapılar arasındaki mesafe ise en az 5 m’dir. Kapı sayısı genellikle erkeklerde 45-65, bayanlarda 30-45 arasındadır. Düşey yüksekliğin %15’inin +5’i kapı sayısıdır. Örneğin yükselti farkı 300 m olan bir yarışta (300×15/100)+5=45 ise 40-50 kapı kullanılır.

Büyük slalom yarışları iki parkurda düzenlenir. Kapılar dikey ve yatay olmak üzere ikiye ayrılır. Açık kapılar, yarışçıların süratini arttırmak amacıyla, dikey kapılarda yarışçıların kontrol yeteneklerini ölçmek amacıyla kullanılır. Teknikle birlikte, büyük bir fiziki güç gerektiren slalom yarışlarında hız oldukça fazladır. Dönüşler sopa yardımı olmadan yapılırlar. Yarış sırasında estetik görünüm, akrobatik hareketler, çukur ve tümsekleri en iyi şekilde kullanarak kaymak bu yarış biçiminin temel özellikleridir.

Büyük slalomda kullanılan kayaklar esnek ve genişlikleri iniş kayaklarından az, slalomdan fazladır.

Yarışın ilerleyen bölümlerinde, pist üzerindeki karın sertleşmesi sonucu, kayma zorlaşır. Bu nedenle dereceleri iyi olan yarışçılar yarış başında kayma önceliğine sahiptirler. Yarışlar gruplar halinde yapılır ve her grupta 15 yarışmacı bulunur. Yarışmacılar start yerinden 60 sn arayla çıkarlar. Çıkışını yapan kayakçı bitişe kadar numara sırası ile kapıların hiçbirini atlamadan geçmelidir. Tek bir kapının bile atlanması o yarışmacının diskalifiye olmasına neden olur.

Yarışma sonucunun belirlenmesi için her iki ayağında bitirme sürelerinin toplamı değerlendirilmeye alınır. Yarışmayı en kısa sürede bitiren 1. olur.

d) Slalom: Yarışmacıların pist üzerinde belirli aralıklarla dikilmiş iki sopadan oluşan kapılardan geçerek yaptıkları yarışma şeklidir. Alp Disiplini yarışmaları en kısa mesafede olanıdır. (45-60 sn)

slalom yarışlarında pistin eğimi ¼’ünde 30 derecedir. Çıkışla bitiş arasındaki yükselti farkı erkeklerde 140-220 m, bayanlarda 120-180 m’dir. Slalom kapıları kar yüzeyinden 180 cm yükseklikte kırmızı ve mavi renkte iki sopadan oluşur. Bir kapıyı oluşturan sopaların ikisi de aynı renkte olmalıdır. Kapı genişliği 3.20-4 m, iki kapı arasındaki uzaklık 0.75-15 m olup kapı sayısı erkeklerde 55-75, bayanlarda 45-60 arasında değişir. Çıkıştan bitişe kadar numaralanan kapılar açık, dikey ve eğik olmak üzere 3’e ayrılır. Yarışmacı bütün kapılardan geçmek zorundadır. Geçilmesi zor olan kapılar pistin ortasına yerleştirilir. Yarışmacı, çıkış hakeminden onay aldıktan sonra çıkış yapabilir. Birinci ayak yarışlarının çıkış sıraları kura ile belirlenir. İkinci ayakta ise birinci ayaktaki dereceler göz önüne alınır. Diğer yarışlarda olduğu gibi slalomda da yarışmacı bütün kapılardan geçmek zorundadır. Kayakçının kapılardan geçerken onlara çarpması hatta devirmesi önemli değildir. Yarışmayı en kısa sürede bitiren yarışmacı 1. olur. Bu yarışmada kullanılan kayaklar erkeklerde genelde 203-205 cm, bayanlarda 190-195 cm’dir.

e) Kombine Yarışlar: İniş, Slalom ve Büyük slalom yarışlarını kapsayan bir kategoridir. Kombine yarışlarda yarışmacılara her dal için ayrı ayrı puanlar verilerek bu puanlar toplanır. Toplam puana göre sıralama belirlenir. Kombine yarış türlerinde slalomun çıkış sırası, iniş yarışmalarında elde edilen sıralamalara göre belirlenir. İnişte ilk 5’i elde edenler slalomda tersine bir sıra izlerler.

Paralel Slalom: Alp Disiplini’nin bir başka kategorisi olan ve “çifte slalom” olarak adlandırılan yarış çeşididir. Yeni ve değişik bir tür olmasına rağmen bilinen şampiyonalarda yer almaz. Sadece dünya kupası yarışlarında yer alır. Paralel slalomda, iki yarışmacı aynı anda birbirinin benzeri olan iki parkurda yarışırlar. Yarış alanları benzer parkurların yan yana dizilmesiyle oluşturulur. Pist üzerindeki kapılar 30 cm genişliğinde 70 cm yüksekliğindeki flamaların, iki sopa üzerine gerilmesiyle oluşturulur. İki pist arasındaki uzaklık 6-7 m arasında değişir.

İki yarışmacının aynı anda çıkış aldığı paralel slalom yarışmalarında yan yana olan pistlerin birinde kapıların hepsi kırmızı diğerinde ise mavi renktedir. Bu pistler yarışmacıların zorunlu bir tek atlamayı gerçekleştirmelerini sağlayacak biçimde hazırlanırlar.

                                2-KUZEY DİSİPLİNİ

Doğum yeri Norveç ve İskandinav ülkeleri olan Kuzey Disiplini, yarışmacıların dayanıklılığını ölçen zorlu bir yarıştır.

a) Kros

b) Kayakla Atlama

c) Kombine

d) Biatlon yarış türlerini kapsar.

a) Kros (Kayaklı Koşu) : Fazla eğimli olmayan dağlık arazide kayakla yapılan uzun mesafe kayaklı koşu yarışıdır.

Yarış pisti çembersel bir alan olduğundan bitiş çizgisi ve çıkış çizgisi aynı yerde ve yan yana bulunur. İnişli çıkışlı doğal araziler üzerinde yapılan kayak krosunda parkur uzunluğu erkeklerde 10, 15, 30, 50 km, bayanlarda 5, 10, 20 km’dir. Genişlik en az 2.5 m’dir. Pistin 1/3’ü düzlük, 1/3’ü tırmanış, 1/3’ü de iniş aşamalarından oluşur. Pistin yükseklik farkları ise; 3-5 km’ler için 100 m, 10-15 km’ler için 150-200 m, 20 km ve üstü için 250 m’dir.

Zor tırmanışlar yarışmanın ilk km’lerinde, uzun inişler ise son km’lerde bulunur. Pistin çıkış ve iniş alanlarında, gerekli bilgilerin verilebilmesi için hava ve kar sıcaklığı tablosu, ara ve geçici sonuçlar tablosu, yarışma ile ilgili bilgileri yayınlayabilecek ses düzeni bulunur. Yarışçıların yarış süresinde alkollü olmamak şartıyla her türlü içeceği içmeleri serbesttir. Bunun sağlanabilmesi amacıyla pistin belli noktalarına içecek istasyonları (15 km’de 1, 30 km’de 2, 50 km’de 3) bulunur. Olabilecek bir kazaya karşı pistin çıkış ve bitişinde doping testide yapılabilen ilkyardım odaları vardır.

Kros yarışlarında kullanılan özel ince kayaklar, Alp tipi kayaklarına oranla daha uzun, dar ve hafiftir. Kayağın kar ile sürtünmesinden doğan kaymayı arttırmak için kayağın altına özel kremler sürülür. Bir çift Kayağın ağırlığı ortalama 1.4 kg’dir. Ayakkabılar kayağa yalnızca burun kısmından bağlı bulunur. Böylece ayak topuğu yürüyüş sırasında aşağı yukarı rahatça hareket edebilmektedir. Sopalarda diğerlerine göre daha hafif ve uzundur. Yarışmacılar çıkış komutuyla birlikte 30 sn arayla çıkış noktalarında ayrılırlar. Çıkıştan önce yarışmacının her iki ayağıda çıkış çizgisinin gerisinde, batonları ise önünde bulunmalıdır. Kros yarışmalarında 3 sn önce çıkmaya izin verilebilir. Bu yarış türünde yarışmacılar, bir ayaklarını kaldırıp diğerleriyle bastıklar zaman, basmış oldukları ayaklarıyla yeri iterek hafifçe kayarlar. Kayma sırasında, itişi yapan ayağın karşıtı olan eldeki sopa kara saplanarak itişe yardım eder. Arkadaki yarışçı kendisinden önce çıkan yarışçıya yetişip, geçmek istediği zaman “ yolver” diye seslenir.bu durumda öndeki yarışçı yol vermek zorundadır. Yarışma sırasında yarışmacıya, iki sopa ve bir kayağını değiştirme hakkı verilir. Bir kayağı bitiş çizgisini geçtiği anda yarışmacı yarışı bitirir.en kısa sürede yarışı bitiren 1. olur.

Bayrak Yarışları: Dayanıklılık yarışlarının bir başka biçimi olan bayrak yarışlarında erkekler 4×10 km, bayanlar 4×5 km’de yarışırlar. Pist, kros pistlerin aynısı olmasına rağmen farklı olarak bu yarışta bayrak değiştirme alanı vardır. Bu alan 30 m uzunluğunda olup çıkış ve bitişe yakın bir yerde bulunur. Bayrak yarışları 4 kişilik ekipler arasında yapılan bir takım yarışıdır. Yarışmacılar, yarıçapı 100 m olan bir çemberin yayı biçimindeki çıkış çizgisi üzerinde 2 m aralıklarla dizilip birlikte çıkış yaparlar. Çıkış alanının bütün yarışmacıların beraber çıkışına elverişli olmadığı zaman 4 m aralıklarla çift sıra yapılır. Yarışmacıların bayrak değiştirmesi, bayrak değiştirme alanında, takım arkadaşlarının eline vurmasıyla gerçekleşir. Bu işlem kurallara uygun yapılmadığı zaman yarışmacılar geri çağrılarak işlem tekrar ettirilir. Bayrak yarışlarının her bölümünde ayrı renkler kullanmak zorunludur. Olimpik yarışlarda ve Dünya Şampiyonaları’nda takımların ilk yarışmacıları kırmızı, ikinciler yeşil, üçüncüler sarı, dördüncüler mavi renkleri taşırlar. Yarışın sonunda, takımların en son yarışmacıları arasında varış çizgisini ilk geçenin takımı 1. olur.

b) Kayakla Atlama: Dik eğimli bir rampadan kayıp hız alınarak yapılan atlama yarışlarıdır.

Yarışmacı rampanın ucundan büyük bir hızla fırladıktan sonra havada uzun bir yol alamaya çalışır. Olimpiyatlar ve Dünya Şampiyonaları’nda 90 ve 70 m olmak üzere 2 kategoride düzenlenir. Atlama yarışlarında bu rakamlar rampa yüksekliğini değil, atlanılacak olan mesafeyi belirtir. 1992 Albertville Kış Olimpiyatları’nda 70 m atlayışları kaldırılarak, 120 m atlayışları getirilmiştir. Atlama pistlerinde, yarışmacıların, inmeleri gereken noktaya “Norm Noktası” (P) adı verilir. Norm noktası “Tablo Noktası”na kadar uzatılabilir. İnişin güvenli olarak yapılabileceği en uzak nokta ise “Kritik Bölge” noktası olarak adlandırılır. Norm noktası 80 m üstünde olan tepelerde kayma hızını ve rüzgar hızını ölçen cihazlar vardır. Norm noktası, pistin iniş bölümünün iki yanına yerleştirilen iki metre uzunluğunda mavi renkte iki tahta, tablo noktası eş biçimde yeşil renkte iki tahta, kritik noktada eş biçimde kırmızı renkte iki tahta ile belirlenir. Rüzgarın ani olarak değişebilme olasılığına karşı rampanın tepesinde birden fazla çıkış kapısı bulunur. Çıkış kapısından tramplenin dibinde bulunan tramplen sehpasına kadar olan alan “ hızlanma bölümü” adını alır.

Atlamada kullanılan kayaklar kalın,uzun ve ağırdır. Dengenin rahatça sağlanabilmesi için kayakların altında 3 tane oyuk bulunur. Yarışlar dört grup halinde yapılır. Her yarışmacının 2 atlama hakkı vardır. Bu iki hakkın dışında yarışmacı birde deneme atlayışı yapar. Yarışmacı yarışa başlarken çıkışını yaptıktan sonra gerekli hıza ulaşabilmek için, hızlanma bölgesinde hafifçe çömelerek, baton ve hız arttırıcı araçlar kullanmadan kayar. Yarışmacı atlama noktasına geldiği zaman yukarı doğru fırlayarak uçuşa geçer. Atlama kayaklarının geniş olmasından dolayı havaya dayanmak kolaylaşır. Havadayken dengenin sağlanabilmesi açısından kayakların durumu, vücudun kayak ile yaptığı açı ve duruşu, kolların duruş şekli çok önemlidir.

Havadayken kayaklar birbirine paralel ve yukarı doğru hafif eğimli, vücut öne eğik, dizler dik, kollar gergin ve vücuda yapışık olmalıdır. İniş esnek bir biçimde,tepenin eğimli bölümünde dik bir duruşla dizler bükülüp kollar açılarak yapılır. İniş alanındaki eğimin sona ermesiyle birlikte yarışmacı bir dönüş yaparak durur. Değerlendirme yapılırken atlama mesafesi ve atlama tekniği birlikte ele alınır. Atlanılan mesafe değerlendirilmeye alınırken, uzaklıklar yarım metreye indirgenerek ve norm noktasının durumuna göre düzenlenen tablolar esas alınarak hesaplanır. Stil hakemleri de yarışmacıların hareketlerini ölçerek teknik puanları verirler.

Puanlar, tam ve yarım puan şeklindedir. Teknik puanlar, yarışmacının kayma pistinden ayrılması ile yere düştükten sonra durmasına kadar geçen sürede dengesine, soğukkanlılığına, stilin ve atlayışın düzgünlüğüne bakılarak verilir. Yarışmacının inişten sonra dengeli olarak kaymaya başlamasına “ ayakta atlayış “ adı verilir. Ayakta atlayış stiline 6-20 puan verilir. Uluslar arası yarışmalarda atlayışları, hakemler kulesinden izleyen 5 hakem değerlendirir. Değerlendirmelerin sonuçları için 5 hakemin verdikleri puanların en yükseği ile en düşüğü atılarak ortadaki üç hakemin verdiği puanlar toplanır ve uçuş stili için verilen puan bulunur. Toplam puanı en yüksek olan 1. olur.

Yarışmacıların yapmış oldukları hatalar sonucu, hatanın çeşidine göre değişik oranlarda puan kesintisi yapılır. Uçuş sırasında yapılan hataların hemen düzeltilmesi halinde daha az puan kesilir. Yarışmacılar atlamadan önceki kaymaları sırasında düşerlerse 20 puan inişten sonra düşerlerse düşmüş bulunduğu yere göre 0-12 arasında puan kaybederler. Ayakta atlayışa geçileceği (inişten sonra kayılacağı)zaman denge sağlamak için eller kayaklara yada kara değdirilirse, bu düşme olarak kabul edilir. Kayakçının neden olmadığı düşmelerde, atlama tekrar ettirilir yada iniş hatasız nitelendirilir.

c) Kombine Yarışlar: Kayakla atlama ve dayanıklılık yarışlarının birleşimidir. Yarış pisti 15 km’lik parkurlardan oluşur. 2 gün süren yarışlarda 1. gün atlama, 2. gün dayanıklılık dalında mücadele verilir. Atlama yarışlarında her yarışmacının 3 atlama hakkı bulunur. Değerlendirmeler atlama yarışlarındaki gibi yapılır. 3 atlayış boyunca, yarışmacının almış olduğu en düşük puan değerlendirmeye alınmaz. Atlama yarışlarının norm noktası 60-70 m arasındadır. Dayanıklılık ve atlama yarışlarından alınan puanların toplamı kombine yarışlarının sonuçlarını verir. Toplam puanları en yüksek olan yarışmacı 1. olur.

d) Biatlon (kayarak atış): Kayak krosu ile atıcılığın birleşimi olan olimpik bir oyundur.

Biatlon yarışları erkeklerde 10 km, 15 km, 20 km, 30 km, 50 km bayanlarda 5, 7.5, 10, 15, 30 km uzunluklarında doğal ve engebeli parkurlarda yapılır fakat genel olarak Dünya Şampiyonaları ve Olimpiyatlarda 20 km’lik parkurlar kullanılır (bireysel büyükler yarışları). Parkur boyunca bayraklar ve her 5 km’de bir uyarı levhaları bulunur. 20 km’lik Büyükler Yarışlarında parkurda 4 atış noktası, 15 km’lik gençler yarışlarında 3 atış noktası, 10 km’lik yarışlarda 2 atış noktası vardır. Atış bölgelerinin uzunlukları 150 m olup her atış bölgesinde 5 hedef bulunur. Sadece tek bir tüfek ve bir çift kayak kullanılabilen yarışlarda, otomatik olmamak ve namlu çapı 8 mm.yi geçmemek koşuluyla her türlü tüfek kullanılabilir. Tetiğin düşme ağırlığı (tetiğin çekilebilmesi için harcanan güç) en az 1 kg olmalıdır. Tüfeklerde dürbün vb. güçlendiriciler kullanmak yasaktır. Biatlon yarışçıları, silahların taşınması sırasında silah askısının baskısını azaltabilmek amacıyla omuz ve dirsekleri pamukla doldurulmuş özel giysiler giyerler. Yarış öncesi en az 10 kayakçı parkurun denetlenmesi amacıyla ön kayış yaparlar. Yarışlar kayma ve atış olmak üzere 2 bölümden oluşur. Kayma sırasında önde bulunan kayakçı, geçilme durumunda arkadaki kayakçıya yol vermelidir.

Parkuru izleyip kestirme yollardan gitmek yasaktır. Atışlarda kullanılacak olan malzemelerin tümünün (fişek mermi ve yedekleri) yarışmacı tarafından taşınması gerekir. Yarışmacı,tüfeğini atış noktasına ulaştığında doldurabilir. Her atış noktasında 5 atış gerçekleştirilir. Atışlar, ayakta ve yatarak olmak üzere 2 bölümde yapılır. Parkurun 1. ve 3. bölümleri yatarak 2. ve 4. noktalar ayakta atışlarla seçilir. Yatarak yapılan atışlar uzun mesafeli atışlardır. Her iki atış noktası arasında 3 km’lik mesafe bulunur. Atış yapılırken tüfeğe eller,omuz ve çeneyle destek verilir. Bunların dışında vücudun herhangi bir yeriyle destek vermek kurallara aykırıdır. Atışların yapıldığı hedef yuvarlakları hedef tahtalarına “zar 5’i” (dört köşede birer,ortada tek yuvarlak) şeklinde yerleştirilir. Ayakta atışlarda kullanılan hedeflerin,dış yuvarlağın çapı 45 cm, iç yuvarlağın çapı 35 cm’dir. Yatarak atış durumlarında ise kullanılan hedeflerin dış yuvarlağının çapı 25 cm,iç yuvarlağın çapı 12.5 cm’dir.

Biatlon yarışlarında toplam süresi en düşük olan yarışmacı yarışı kazanır. Yarışmacının hata yapması durumunda hata çeşidine göre, yarışmacıya süre eklemesi yapılır. Yarış süresince kayma,kayakla koşma,atış ve ceza sürelerinin toplamı,yarışmanın toplam süresini belirler. Hedeflerde küçük yuvarlağın vurulması cezayı gerektirmez. Fakat büyük yuvarlağı vuran her atış için 1 dk, yuvarlağın dışına çıkan vuruşlar için 2 dk ceza süresi eklenir.

Yarışmalarda sağlık denetimleri yapmak,cezaları vermek ve yarışmanın kurallarına uygunluğunu denetlemek için bir denetim kurulu kurulur. Parkur boyunca gerekli güvenlik ve iletişimi sağlamak için de parkur yönetmeni, atış yönetmeni, zaman tutucu,değerlendirme yönetmeni,doktor ve diğer yardımcılar bulunur.

Yarış parkurunun dışında başka yolların izlenmesi,sopaların dışında herhangi başka bir itici güç kullanmak,tetiğin düşme ağırlığını azaltmak,kesinlikle yanlış olan davranışlardır. Bunların yapılması durumunda yarışmacı yarıştan diskalifiye edilir. Bunların dışında yarışmacı tüfeğini dolu olarak taşırsa yada tüfek atış almazsa (ateş almayan her atış için) 2 dk ceza süresi eklenir.

Bayrak Yarışları: Dört kişilik takımlar arasında 7.5 km uzunluğunda parkurlarda yapılır. Parkur 4 defa koşulur. İlk yarışmacı atışlarını yapıp parkuru tamamladıktan sonra takım arkadaşlarına elini değdirerek sırasını verir. Sırayı alan diğer yarışmacı yarışa aynı şekilde devam eder. Parkur boyunca 2 atış noktasında da 5 ‘er hedef bulunur. Yarışmacıya 5 hedefe karşılık 8 atış hakkı verilir. 30 cm boyundaki ilk hedeflere ayakta,10 cm boyundaki 2. hedeflere ise yatarak atış yapılır.Son yarışçısı yarışmayı ilk bitiren takım yarışmayı kazanır.Atışlar sırasında düşürülemeyen her hedef için fazladan bir ceza turu verilir.

 

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Kış Sporları

KIZAK, BOBSLEİGH ...SKELETON ve ...

KIZAK, BOBSLEİGH ...SKELETON ve ... Bilinen en eski kızak Finlandiya'da bulunmuş olup,yaklaşık M.Ö 6500 yıllarından kalmıştır.Bobsled yarışı 1890 y...

BUZ PATENİ ... TEMEL BİLGİLER

BUZ PATENİ ...   TEMEL BİLGİLER Buz Pateni; Artistik Patinaj, Artistik Buz Pateni veya Figür Pateni, müzik, dans ve sporu bünyesinde birleştirir. B...
 İSTANBUL Hava durumu


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi