| ||||||||||
| ||||||||||
| ||||||||||
HABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
Hatice KARA ÖZCAN İğneada'da...Her seferinde İstanbul, Saray, Vize , Poyralı ve Demirköy ' den sonra vardığımız İğneada ; kızıl çam ormanları ile sizi sarıp sarmalamakta... İğneada'da... Biz ailece birkaç yıldır tatillerimizi İğneada'da geçiriyoruz, Hem İstanbul'a yakınlığı,Hem de köy havası, denizi, ormanları, mağaraları, doğal yaşamın bağrında insanları, akar suları, kumsalı bizi oralara çeken en önemli öğeler.Tabiki trakyanın o kıvrak zekalı, bankacı olmama rağmen para konusunda beni yüzbin kere cebinden çıkaracak insanı ve insanın içini hemencecik görebilme yetenekleri bizi oraya çeken şeyler Her seferinde otobandan İstanbul,Saray,Vize ,Poyralı,Demirköy den sonra vardığımız İğneada ; kızıl çam ormanları ile sizi sarıp sarmalamakta, hala araba kullanmayı bilmeyen eşimin yüzünden yol beni biraz yorsada Volkan Konak dinleyerek keyifle araba kullandığım bir güzergah oluyor. Bu yıl Volkan Konak yerini 8 yaşına yeni giren oğlum yüzünden Yalına bırakmış olsada yolculuk her şeye değer . Onca yeşilden sonra biraz tozlu biraz kavruk bir girişi vardır İğneada'nın. İlk gidişinizde sizi hayal kırıklığına uğratır ama vazgeçmezseniz.Size şahane kumsallar , enfes bir deniz sunar. Her zaman gittiğimiz evde kaldık yine bu sene... Artık arkadaş gibiyiz Havva hanımla. Hele bu sefer kuzinesinde pişirdiğim böreklerle onu mestetmiş durumdayım. Tatilde bile durmayı sevmeyen ben; çilek reçeli bile kaynattım. Eğer bulunabilirse enfes kokulu çileği, en reçel sevmeyeni bile kendine çeker. Bu sene 10 gün kalabildik. Bu kadar sıcağın ortasında , fırtınayı da, yağmuru da gördük. Ama hepsi ayrı bir lezzetti. Geçen yıl uğrayamadığımız Dupnisa mağarasını ancak bu yıl gezebildik... Serinlemek isteyenlere duyurulur. Hele mağaradan ovaya doğru akan suya ayağınızı iki dakika sokamazsınız; o kadar soğuktur. Ama benim deli oğlum olduğu gibi atladığı için hafif bir şok yaşadı. Bize de bu kareleri fotoğraflamak kaldı. Ormanın içerlerine doğru yaptığımız yolculuk biraz acemiceydi. Bilen biriyle gitmekte yarar var. Doğal dereler, göller görülmeye değer .Köyde taze yumurta, mısır, fasulye bulmak mümkün. Havva'nın bahçesinden, salatalık, hatta biraz girişkenseniz komşu bahçeden maydanoz, semizotu toplayabilir, yemek ya da salata yapabilirsiniz. Sabahları tatilde bile erken kalkmayı seven biriyseniz bol oksijende yürüyüş yapabilirsiniz . Geceleri yapacak çok fazla bi şey olmamakla beraber, çay bahçelerinde oturup güneşin batışını seyredebilirsiniz veya benim gibi bilmediğiniz tavlayı, tavla oynamayı bilmeyen oğlunuza uyarak oyanayabilirsiniz. Eşinizde size bakıp ' ay çok şükür bilmediği bi şey çıktı' diye bayağı eğlenebilir. Ayrıca gece sahilde oturmak çok güzel, uzanıp yıldızları seyredebilirsiniz, öyle yanınıza çok şık giysiler almanıza kendinizi kasmanıza gerek yok. ( en sevdiğim tarafı bu) Benim yine bir yanım oralarda kaldı; Ancak bir şeye değinmeden geçemeyeceğim. Belki bu yazıyı okuyanlar olur diye... Lütfen gittiğimiz bu şahane mekanları ellerimizle kirletmeyelim. İğneada İki yılda o kadar kirlenmiş ki ,ben çok üzüldüm. İnanın sabah yürüyüşlerinde yoldaki su bidonlarını toplamaktan canımız çıktı.Lütfen atmayın... Çünkü buralara yine geleceksiniz. Bir gün o canım kumsala gömdüğünüz çocuk bezinin üzerinde oturmayı sanırım istemezsiniz...Belediye o kadar imkansızlığa rağmen bir çok yere çöp kovaları koymuş. Dikkat ederseniz, ararsanız bulursunuz. Yolunuz düşerse bir gün beni anın olur mu ? HATİCE KARA ÖZCAN 12.08.2010 İSTANBUL
|
İSTANBUL Hava durumu
|
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |