| ||||||||||
| ||||||||||
| ||||||||||
HABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
Esin YILMAZ... Beykozlu Bir Moda UstasıBeykoz'un moda ustası Beykoz'lunun haberi bile olmadan göçüp gitti... Ancak Osman AKBAŞAK'IN İzmir Sky TV deki Programında İzmirdeki Beykozlularca anıldı ESİN YILMAZ; ÖZGEÇMİŞ HİKÂYESİ
İstanbul’da yeşil bir ilçede, Beykoz Akbaba köyünde doğdu. Doğanın en güzel renkleri ve börtü böcek arasında büyüdü. Evlerine düzenli olarak gelen Rum terzi, ilk ilham kaynağı oldu. Zafariçe’nin akşamüzeri çıkacak kreasyonunu sessizce beklerdi… Beklerken büyüyen küçük düşleri, duyarlı ve zevkli annesinin ana kucağı eğitiminden sonra, onu İstanbul Festivalleri’nden Almanya’ya, Romanya’ya uzanan bir yaşama taşıdı.
Elma ağaçları, misket üzümleri, fındık kırmızıları, dut kahveleri, elma yeşilleri birer birer yerlerini buldu Esin Yılmaz’ın tasarımlarında. Düşlerini ve renklerini sırtlayıp, yaratıcılık, uygarlık, enerji ve hınzırlığın beşiği olarak gördüğü ve göçtüğü kent İzmir oldu. İzmir Esin’in aykırı ve muhalif tavrını benimseyip kısa sürede bağrına bastı. Alsancak’taki atölyesinde hayat bularak, insan tutkusunu yansıtan ilk defilesini, Efes Oteli’nde gerçekleştirdi. Tasarımlarına, her zaman doğa ve insan sevgisiyle dolu yüreği ve sivil toplum gönüllüsü kişiliğinin izleri egemen oldu.
Kırk altı yıllık meslek yaşamında hep farklı oldu. Yalnız kendine benzedi. Özgün tasarımlarını İzmir, İstanbul, California, Almanya ve Romanya’da sergiledi.
Terzilik, onun yaşama “teğelle” tutunduğu, yaratıcılık ve zarafeti bir arada harmanladığı biricik mesleği oldu.
İzmir Ekonomi Üniversitesi ve İzmir Akademi Ege’de usta öğretici ve moda tasarımcısı olarak eğitimler verdi. Akşam Gazetesi’nde üç yıl boyunca giyim ve sanat üzerine köşe yazarlığı yaptı.
Geleneksel Türk beğenisini, çağdaş teknikle harmanlayarak giysilerini yarattı, hızla, tez canlılıkla, aynı heyecanla, soluk soluğa…
1944 Doğum, İstanbul 1962 Üsküdar Mithat Paşa Kız Enstitüsü 1962-1967 İstanbul’da atölye çalışmaları 1968 İstanbul’da “Esin Yılmaz” Nişantaşı atölyesinin açılışı 1969 İstanbul “Esin Yılmaz” Osmanbey butiğinin açılışı 1972 İzmir’e taşınma 1972-… İzmir Alsancak “Esin Yılmaz” atölye ve butik çalışmaları KIZIL SAÇLI PERİYE VEDA Hani sevdiklerini hep yanında görmek istersin ya Bu puslu Pazar gününde Yine topladın bütün İzmir’i başına Biz Hocazade’nin avlusunda Sen, tacın, tel kırma gelinliğin ve çiçeklerinle tahtında Gülerek el sallıyorsun dostlara. Ağlamayı, yasları, siyahları hiç sevmezdin Onun için elimizde beyaz güller, Dilimizde şiirler, üzerimizde mor giysiler, Kalbimizde ince hüzünlerle düğününe geldik. Artık koşturmalar, telaşlar Yorgunluklar, gönül kırgınlıkları bitti Şimdi cennet bahçelerinde dinlenme vakti. Sen kızıl saçlı peri, alkışlarla yerinden uçtun Bir bir sevdiklerinin omzuna dokundun. Bedenine sığmayan özgür ruhun Çok sevdiğin Alsancak’tan Güzelbahçe’ye aktı Mahzun İzmir ardından selama kalktı. Sevdiğin kır çiçeklerinin açtığı yerde Ve bereketli zeytin ağaçlarının altında Seni doğaya gelin ettik. Bundan böyle Nisan 1i ‘Esin Günü’ ilan ettik. RABİA YAVRUTÜRK Hürriyet Ege Yaşar AKSOY EGE'DE ZAMAN Sokaktaki peri Esin Yılmaz Ege'mizin ülke çapında ünlü modisti Esin Yılmaz, cağdaş estetik ile Anadolu geleneksel kültürünü eserlerinde buluşturan, İzmir sevdalısı, sivil toplum önderi sevimli bir sanatçımızdır. Sevgi ve hümanizma sembolü olan Esin Yılmaz'a sevgilerimizi sunuyoruz. ESİN'i hep sokaklarda telaşlı görmüşümdür. Ya birine iyilik yapmak için acele ile koşardı, ya da bir sanat etkinliğine katkıda bulunmak için didinirdi. Sanatla toplumculuğu, özveri ile hümanizmi böylesine buluşturmuş, üstelik mütevazi ve ahlaklı çok az sanatçı tanıdım o kaldırımlarda.. Zaten Esin, Akşam gazetesinde yazdığı köşesine, her zamanki mütevaziliği ile "Sokaktaki Terzi" ismini koymuştu.. Düzenlediği bir vitrin süslemesinde, giydirdiği mankenlerin üzerine küçük pusulalar iliştirdi. Hoşgörü.. Barış.. Huzur.. Neşe.. Müzik.. Kültür.. Kitap.. Sevgi.. Sanat.. Özgürlük yazıyordu pusulaların üzerinde.. Meleksi sloganları, ille de insanlarla paylaşmak, dahası onları eğitmek isteyen bir azmi vardı.. PERİKIZI MIYDI? Zaman zaman düşünmüşümdür.. Esin Yılmaz, acaba kimliğini bizlerden saklayan gizli bir "perikızı" mıydı?.. Sokaktaki azgın kalabalıklar içinde dolaşan bu kıvırcık kızıl saçlı, insan ve sanat sevdalısının, bir "perikızı" olmasından daha doğal ne vardı ki?.. Esin, bu İzmir'e, bu ülkenin insanlarına, çağdaş estetik ile geleneksel Anadolu kültürünü kaynaştırarak çok şey verdi, ama bin mislisini de vermek için çabaladı. Takdir edildi mi, desteklendi mi?.. Nankör kent, hangi evladını bağrına bastı ki?.. Esin'i desteklemediler, üstelik gölge ettiler. Zarar yok.. Esin Yılmaz "İzmir Sanat Tarihi"ne, ismini gül motifli bir yaldız kaligrafi ile kalıcı biçimde yazdırmıştır GECEYARISI ŞİİRİ Esin Yılmaz için yıllarca hep süper bir sayfa hazırlamak istemişimdir. Ama o kadar yüce ve kırılgan bir kişiliği vardı ki, beceremem, onu tam manasıyla sevindiremem diye hep vazgeçtim. Ona basit yazılar, klasik övücü cümleler layık değildi. Bu sayfayı düşlerken, ünlü şairlerimizi taradım ve Esin'e ithaf edecek mısralar aradım. Gece boyunca bir türlü uygun şiiri buladım. Nihayet sabaha karşı bana birşeyler geldi yine, kaleme sarıldım ve Esin'i anlatan bir şiir önümdeki kağıda dökülmeye başladı. Hemen Esin'in can dostu, son onbeş yılda kentin en başarılı ve azimli sanat muhabir-yazarlarından olan Emine Kantarcı'yı aradım, mucize ilhamımı ona anlattım, şiiri okudum. Uyku sersemi Emine'cik, "Yaşa abi!.." deyiverdi. Esin Yılmaz için düzyazı ne yazsam, onu anlatamazdım, okuyucumun hayalinde onu canlandıramazdım, şiirim ise herşeyi anlatıyor. BİR DEMET GÜL Şu günlerde hastalığı ile çarpışan can dostumuz, yiğit kadın, üstün sanatçı, Anadolu kültürü silahşörü Esin'e, bu vefasız dünyada ne kadar çok sevildiğini ve tüm cesur yüreklerin onun yanında olduğunu hatırlatmak isterim. Onun savaşı, hepimizin savaşıdır.. Ve kazanacağımızdan eminim. Sevgilerimle, sevgili Esin!.. Çok sevdiğin bestekar Rüştü Şardağ'ın bu hüzzam şarkısı ile seni kucaklıyoruz: "Uzun yıllar ötesinden Hatırını sorayım mı? Sana gönül bahçesinden Bir demet gül vereyim mi?" KIZIL PERİ -Esin Yılmaz’a- Hepimiz gibi değilsin! özenle çizilmiş suluboya tablo yahut damıtılmış divan şiirisin belki başka dünyaların perisi dilber gövdelerinde sûz-i dilárá esintin.. kır kahvesinin hasır iskemlesinde sereserpe hayale dalmış evreni kucaklamak isteyen Beykozlu küçük kız.. ipek, tül ve gül hattat emeğinde buluşmuş renk, gözyaşı ve cümbüş bestekar ruhunda öpüşmüş.. inan ki, az bile yazdım İzmir kaldırımlarında akıp giden kah neşecán, kah hüzünkár kıpkızıl sevgi nehri gibisin.. ne demişler? sanat, doğaya eklenmiş yüce insandır! hepimiz gibi değilsin.. YAŞAR AKSOY 27 Kasım 2007-Saat: 03.00 Yaşar Aksoy’un Beykozlu kız şiiri İzmir Devlet Korosu şefi Hayati Çiftçi tarafından bestelenmiştir. Esin’i düşünürken seçtiğim sözler.. * Çiçeksiz bir gezegenin insanları, bizi bu gibi şeylerle uğraşıp onlardan zevk aldığımızdan dolayı belki çılgın sayarlar. (Irıs Murdoch) * Sanatın ödevi, doğayı kopya etmek değil, doğayı ifade etmektir. (Balzac) * Yalnız iyiler birbirleri ile gerçek dost olabilirler (Eflatun).. Kuş ancak kendi cinsinde kuşlarla uçar (Mevlana).. Dost sanki insanın ikinci kendisidir. (Çiçero) * Her parlayan şey, altın değildir. (Diderot) * Bu dünyada mesut sayılabilecek kimse, ölümünden sonra iyiliğini yadigar bırakandır. (Firdevsi) * İçimize ne büyük istıraplar sığabiliyor. (Maughan) * Yaşadıkça umut vardır!. (Terentius) ANISINA İTHAFEN...... ESİN yILMAZ iLE İLGİLİ SKY TV PROGRAMINI İZLEMEK İSTERSENİZ TIKLAYINIZ ANA SAYFADA SLAYT ., KENT VE YAŞAM SAYFASINDA TV PROGRAMI BULUNUYOR
|
İSTANBUL Hava durumu
|
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |