Gazete Tiyatroterapi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

Tiyatroterapi ile altı koca yılı devirdik... Evren KİLDİRLİ

Tiyatroterapi ile altı koca yılı devirdik... Evren KİLDİRLİ

Tarih 15 Eylül 2014, 19:30 Editör

Derin'in hayal kurması, hayal ettiğini gerçekleştirmek için uğraşması, yaratıcılığını kullanarak çeşitli oyuncaklar yapması, oyun oynaması, yüzünün gülmesi bizim için çok önemli.



Evet altı koca yılı devirdik, Tiyatroterapi ile. Bu altı yıl içinde sadece Derin değil biz de çevremizde olanları daha iyi görebildik. Kocaman bir aileye sahip olduk.

Bilenler, tanıyanlar, bilir, Derin pek ele avuca sığmayan bir çocuktur. Hareketlidir, dediğim dediktir.  Derin için haftasonu ne yapsa, nasıl enerjisini boşaltsa ve eve yorgun dönse de biz biraz kafamızı dinlesek( ! ) çalışmaları sırasında bulduk Tiyatroterapi'yi. Aylardan Şubat'tı sanırım. Hemen Sinan Bey ile yazıştık ve tanışmak için bir Cumartesi saat üçte tiyatroya gittik. Bütün çocuklar fuayede yemek yiyorlardı. Bizim Sinan Bey'le konuşmamız, gelip Sinan bey'e sarılan çocukların sevgisi ile kesiliyordu. Önce nasıl bir sevgi yumağıdır, nasıl bir insandır ki Sinan Bey bu kadar seviliyor sorusu aklımıza takıldı. Sonra "hadi gel Derin, biraz kal bizle" dedi, Sinan Bey ve  o gün bugündür kocaman bir ailenin parçasıyız.

Derin o yıl grubun en küçüğü idi ve 29 Mart Dünya Tiyatro Günü için çalışmalara katıldı.Bize de davetiyemiz geldi. Aslına bakarsanız biz ilk şokumuzu Derin'i sahne de gördüğümüzde yaşadık. Daha bir ay olmamıştı başlayalı ve Derin sahnedeydi. Tabii ki çok şaşırdık ve gözlerimiz dolu dolu seyrettik sahnedekileri. Daha sonra öğrendik ki, tüm öğrenciler sahneye çıkıyorlardı. Önemli olan yaptıkları değil orada, sahnede bulunmaktı.

Sonraki yıllarda Derin'i sahnede görmek bize çok normal gelmeye başladı. Derin'in ritm yeteneği dansa yansıdı. Artık danslarda hep en önde.

Bize göre Derin dağınık, okul ile ilgili ödevleri zamanında yapmayan bir öğrenciydi. Sinan Bey bir konuşmamızda "Derin verdiğim görevleri zamanında yapan, iş disiplini olan ve beni bu konuda üzmeyen öğrencilerimden biridir " dediğinde çok şaşırmıştık. Sonrasında bu değişimi sık sık yaşamaya başladık. Gerçekten de Görevlerini zamanında yerine getiriyordu.

Geçen sene sınıfta bir sunum yapmadı gerekiyordu Derin'in. Akşam eve geldiğinde sunumunun nasıl geçtiğini sorunca, bana "ben arkadaşlarım gibi tahtanın önünde durmadım, onun yerine herkesin görebileceği şekilde tahtanın yanında durdum, anlatacaklarımı tane, tane anlattım ki arkadaşlarım anlasın" dedi. Ben şok oldum. Sen nereden biliyorsun bunları diye sorduğunda tabii ki Sinan Hocamdan öğrendim dedi.

Derin'in hayal kurması, hayal ettiğini  gerçekleştirmek için uğraşması, yaratıcılığını kullanarak çeşitli oyuncaklar yapması, oyun oynaması, yüzünün gülmesi bizim için çok önemli.

Bu yazdıklarımdan Derin ile Sinan Bey'in ilişkisinin ballı börek olduğu düşünmenizi istemem. Sinan Bey de Derin de zor insanlar. Tabii bu da ilişkilerine yansıyor. Sanırım Sinan Bey'i en çok zorlayan çocuklardan biridir, aynı şekilde Derin'i de en çok zorlayan büyüklerden biri Sinan Bey'dir ama buna rağmen ilişkilerini devam ettiriyorlar.

En çok hoşuma gidenlerden biri her Cumartesi biz veliler tarafından pişirilip, getirilen yiyeceklerin bembeyaz örtüler üzerinde servis edilmesidir. Nurten ablamız -kendisi Sinan Bey'in sevgili eşidir- o örtüleri yıkar,ütüler ve her hafta tiyatroya getirir.

Sinan Bey, keza beyefendidir. Yaptığı işe son derece bağlıdır, sözünü hep tutar, temizdir, düzenlidir, titizdir, kadirşinasdır.Bütün bunların yanında eşine son derece bağlıdır ve her ortamda eşini el üstünde tutar ki benim için en dikkate değer özelliğidir.

Biz Tiyatroterapi ailesi olarak her Cumhuriyet Bayramımızı, en güzel kıyafetlerimizi giyerek, Defne yapraklarıyla süslenmiş takımızın altında, her Ulusal ve Egemenlik Bayramımızı kıyafet balolarıyla kutluyoruz. Anneler Günümüzü çiceklerle, gözyaşlarıyla kutladığımızı da eklemeliyim.

Her Tiyatro gününe, her gösteriye, hummalı bir şekilde hazırlanıyor çocuklarımız. Herşeyin mükemmel olması için defalarca ve defalarca tekrar yapıyor çocuklarımız. Emek harcıyorlar, zaman harcıyorlar, çok yoruluyorlar ama devam ediyorlar, hem de hiç şikayet etmeden ve alkışlardan yıkılıyor salonumuz.

Salon demişken gerçek bir tiyatro salonu var, Tiyatroterapi'nin.

Herşey şeffaf. Her çalışmadan sonra çocuklar tarafından çekilen fotoğraflar sitede yayınlanıyor. Hafta hafta görebiliyorsunuz fotoğrafları.

Baskı yok, özgürler çocuklarımız. Yargılanmadan düşüncelerini ifade ediyorlar. Yeteneklerini geliştiriyorlar.

Kendilerine güveniyorlar. Kendilerini savunuyorlar, sorguluyorlar.

Ve en önemlisi koşa koşa gidiyorlar Tiyatroterapi'ye.

Ben tekrar tekrar teşekkür ediyorum Sinan Bey'e. Bana çok güzel bir koz verdi. "Eğer yapmazsan, tiyatroya gidemezsin" kozu.

Evren Kildirli



Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Tiyatroterapi'den

Atatürk’ün Vasiyeti ve İş Bankası’ndaki CHP Hisseleri... Sinan Meydan

Atatürk’ün Vasiyeti ve İş Bankası’ndaki CHP Hisseleri... Sinan Meydan Atatürk'ün 5 Eylül 1938 tarihli vasiyetine dayanan İş Bankası'ndaki CHP hisselerini Hazine'ye devretmek...

Hayatınıza Yıldız Kenter girdiyse...

Hayatınıza Yıldız Kenter girdiyse... Değerli dost Cengiz Korucu ile girişimiz arasında bir yıl var. Ben 1976 girişliyim. Ama yaşanılanlar birebir, istis...
 İSTANBUL Hava durumu


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi