| ||||||||||
| ||||||||||
| ||||||||||
HABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
Kırık cam teorisi... Sinan AKBAŞAKSuçlarla mücadeleyi nasıl başardın? sorusuna Newyork polis şefi Guiliani'nin cevabı: Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın tüm camlarını kırar... Kırık cam teorisi Suçlarla mücadeleyi nasıl başardın?" sorusuna Newyork polis şefi Guiliani'nin cevabı: Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın tüm camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine, biri, bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen, çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırtım. Bir sokağın suç bölgesine dönüşme süreci önce tek bir pencere camının kırılmasıyla başlıyor.Çevreden tepki gelmez ve cam hemen tamir edilmezse,oradan geçenler o bölgede düzeni sağlayan bir otorite olmadığını düşünüyor,diğer camları da kırıyor.Ardından daha büyük suçlar geliyor; bir süre sonra o sokak, polisin giremediği bir mahalleye dönüşüyor,Bunu anlayan New York polisi, önce küçük suçların peşine düşmüş.Metroya bilet almadan binenleri, apartman girişlerini tuvalet olarak kullananları, kamu malına zarar verenleri,hatta içki şişelerini yola atanları bile yakalayıp haklarında işlem yapmış.Polis bu kararlılığıyla"küçük veya büyük, bizim için hiç fark etmez; bu sokağın, metro istasyonunun veya mahallenin suç üreten bir bölge olmasına izin vermeyeceğiz." demiş. Bu konu Arkadaşım Zeynep tarafından e posta ile iletilince doğrudan aktarmak ile yetinmeyip ekleme gereği duydum. İsimler, yer veya zaman değişse de sorunlar ve çözümler aynı gibi geldi. Şimdi konuya kendi penceremizden bakalım... Önce birimiz yola veya kaldırıma arabasını park etti, Otorite sesini çıkartmadı belki basit bir ikazla geçiştirdi. Kişi tekrar arabasını park etmek istediğinde ya alışkanlığa dönüşen göz yumma başladı yada daha önce izin vermiştin… Şu kişiye izin vermiştin... zorlamasıyla istenilen oldu . Sonrası bu hak olarak görülmeye başlandı ve en kötüsü kazanılmış!. Hak zorlanmaya başlayıp yanına ikinci araba park edildi. İkaz edildiğinde “hemen geliyorum” dendi. Hemenler uzadı, yollar kapandı sinirler gerildi., ve hep kötü örnekler verildi… Eskilerin dediği “su-i misal misal olmaz” (olumsuz örnek örnek değildir) kavramı unutuldu Arabanızla işe giderken yolda bir tanıdığa rastladınız ,durup aldınız.,hoş oldu işi görüldü,sohbet ettiniz.Tesadüf bu ya ertesi gün oradan tekrar ve aynı saatte geçmeniz gerekti..ne hoş yine birlikte gittiniz..Bir sonraki gün bir telefon..”Abi nerdesin senin yüzünden geç kaldım”.Buyrun ..iyilik yaptınız.,tekrar yaptınız,ve mecburiyete dönüştü..Artık iyilikten kaçmanız bundan olabilir mi? İlk konan çöp torbası için sadece kavga ettik,İlk kırılan camın tamirini erteledik, Parkta ilk yakılan mangala ses çıkarmadık. Kaldırıma park eden araba yüzünden bebek arabasını yola indirmek zorunda kalan genç anneye acımadık, Su sıçrattığımızda orada olmasından ötürü yayaya kızdık. Ben dedik biz diyemedik.., Özür dilerim.., Haklısın... Ben bunu düşünmemiştim demeyi ölmeye tercih ettik. Ellerine sağlık ne güzel olmuş... Bu ne güzel bir resim, elbisen çok hoş, evet bu penaltıydı... Seni gördüğüme sevindim. Özledim… Seni seviyorum demek racona ters düştü. Öğrenmedik, öğretmedik, düşünmedik, dinlemedik, duymadık, görmedik. En kötüsü... Sevmedik
Ben böyle değilim dediğinizi duyabiliyorum..ne güzel..sevgiyle kalın.. R.Sinan AkbaşakDİĞER YAZILAR YAZININ YAYINLANDIĞI BÖLÜM VE TARİH
|
İSTANBUL Hava durumu
|
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |