| ||||||||||
| ||||||||||
| ||||||||||
HABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
YORUMSUZ YORUM...Patlıcan musakkayla bile ilişkisinin sadece yemek olduğunu bildiğimiz insanların fıstıklı baklava yapmakla görevlendirilmedikleri toplumda yaşamayı hak ettiğimizi düşünüyorum. Yorumsuz yorum
Birilerinin bizim adımıza yorum yapmasından hoşlanıyor muyuz..Bende sanki son dönemlerde çoğumuzun yorumları dinleyerek .fikir sahibi oldukları izlenimi uyanmaya başladı.Acaba yorum yapmak çok kolaya kaçmak mı..Çünkü yorum yaptığınız düşünceyi hazır buluyorsunuz..onun için uğraşmak çabalamak gerekmiyor..halbuki bir düşünceye ulaşabilmek için her şeyden önce merak etmek gerekiyor..yani bir şeyi merak edeceksiniz sonra düşünmeye başlayacak ve merakınızı araştırmalarla gidermeye bilgiye ulaşmaya çalışacaksınız..Emek gerekiyor.. ama kolayı var …düşünceyi birisi üretmiş siz karşı çıkarak veya onaylayarak yorum yapıyorsunuz ve başka birileri de sizin yorumunuza dayalı bilgi oluşturuyor.Yani siz araştırıp düşünüp üretiyorsunuz.,birisi sonucu okuyup yorum yapıyor.,en sonuncu yorumu okuyup hııım diyor evet böyledir.. Kurtuluş savaşımızın sonuçları hakkında oluşum ve gelişimine dair bilgi olmadan yorum yapılabilir mi.. 1929 de Cumhuriyet ilan edilmiştir demek o güne gelen süreci gözardı ederek olabilir mi..nevtonun kafasına ağaçtan bilmem ne düşmüş ve yer çekimini .arşimet tas yüzünce suyun kaldırma kuvvetini bulmuş denilebilir mi.. Yorum yapmak da rast gele olmamalı..Ama evet demek en kolayı çünkü ilk kez dinliyorsanız ve konu hakkında pek de bilgi sahibi değilseniz konuşmacı da etkiliyse evet çok çabuk çıkacaktır..evetin nedenlerini pek de açıklamak gerekmez..ama ya hayır demek işte o ..hem yürek ister hem de nedenini açıklayacak bilgi ister.. Hayır demek karşı düşünce üretebilmektir Her şeye hayır demelisiniz anlamına gelmesin lütfen.tabii ki doğru onaylanacaktır.. zaten doğruyu onaylamakla beğendiğinizi onaylamak hemen fark edilecektir...Aynı şekilde hayır demek de bilgiye dayanıyorsa güven ve samimiyet , klasik bir karşı çıkmaya dayanıyorsa cehalet ve kompleks kokusu yayacaktır. Şimdi karşımıza tv lerde yada herhangi bir yerde çıkan evet veya hayırları değerlendirelim..maalesef hayırların çoğunda kompleks evetlerin çoğunda geçiştirmek yakalayacağız..keşke böyle olmasaydı.. Bilenlerin bilgiye doğuştan ulaşmadığını unutmayınız..bir konu ,kişiler ve canlandırılmasını istediğim çalışmamızda yaklaşık bir haftanın sonunda ilerleme kaydedemeyen öğrencilerim ban benzer bir örnek istediklerinde yaklaşık yarım saat içerisinde oluşturmuştum..Bir öğrencim hayranlıkla bir haftada çözemediğimiz olayın benzerini yarım saatte çözdünüz dediğinde şu çok klasik ama onların ilk defa duydukları cevabı vermiştim..evet yarım saat ama 35 yıl artı yarım saatte….her geçen gün birikimlerimizle büyümeliyiz.. Bilmiyorsak bilmiyorum diyelim ve öğrenme kapımızı açık tutalım.Bilmiyorum demek diğer bahsettiğimiz konuları bildiğimizin güvencesidir. Yine gözlemleyin.. Her şeyi bildiğini söyleyen insanlara , hiç uzmanı olmadıkları konularda ahkam kesenlere bir bakın . İfadenin tanıdık ama bilgi sahibi görüntüsünden uzak geleceğine eminim. Size anlatılarıma destek olacağına inandığım bir iki anı aktarayım.. Lise yıllarım kimya öğretmenimiz saygıyla anıp son mezunlar toplantısında elini öpme şansını bulduğumuz Sadık Kılıç hocamız karbon kimyası işleniyor ve biz formüler olarak aspirini oluşturduk..Sadık hocam aspirin ağrılara iyi gelir dedi tam geçiyordu ki Hocam nasıl ağrılara iyi geliyor dedim..durdu seni tanıdığım kadarıyla vakit geçirmek için soru soracak biri değilsin ancak ben sana bunu yarın açıklayayım çünkü bende hiç bu şekilde düşünmemiştim dedi ancak sonra da sana bir sorum olacak mantıklı bir cevap isterim dedi..ertesi günkü dersimizde Sadık hocam birkaç dakika içerisinde aspirinin nasıl kanı sulandırdığını ve nasıl ağrıyı giderdiğini kimsenin vaktini çalmadan ve öyle konsantre anlattı ki hem hiçbir açık kalmadı hem de aradan geçen 35 yıla rağmen anlattıklarını aynen tekrarlayabilecek kadar iyi anladım..sorusunu da sordu niye bu soruyu sorma ihtiyacı hissettin diye.. Hocam bir kalp problemim var ve doktorum bana aspirin kürü uyguluyor okuldaki süre dahil günde 8 aspirin alıyorum dedim..Anladım..kanı sulandırmak için olmalı ..akışkanlaşan kan kalbi daha az yoracaktır.. iyi fikir dedi . O zamanlar kavram pek yeniydi , artık çok bilinen bir durum..Ama Sadık Hocam her söylediğini bilerek söyleyen ezberlerden ve komplekslerinden arınmış seviyeli bir insan olarak anılarımın arasında önemli bir yere yerleşti ve 35 yıl sonra görür görmez tanıyıp elini öptüm ve bu anımı mezunlar günündeki toplantımızda tüm katılımcılarla paylaştım.. Bir soruya bu şekilde yaklaşıp araştırarak dönebilen öğreticilerin hala var olduğu düşünmek istiyorum. Bir anımı daha affınıza sığınarak aktarmak istiyorum..Yerel seçimler yakın televizyonda İstanbul Büyükşehir adayları bir açık oturumda bir araya gelmişler.. Zülfü Livaneli de aday ve bir gazeteci doğrudan Livaneli’ye siz sanatçısınız İstanbul’u nasıl yöneteceksiniz gibi tuhaf bir soru sordu..(tam olarak böyle olmasa da hatırladığım bu ve senin ne işin var tarzı bir yaklaşımdı) Livaneli de soruya bir soruyla cevap verdi.. Sizce beş yıldızlı bir otelin müdürü patlıcan musakka yapmayı bilmek zorunda mıdı? Onun işi patlıcan musakkayı en iyi yapanı bulmak ve görevi ona vermektir dedi.. Başka hiç bir söze gerek kalmadı.. Ben .. her şeyi bilmek zorunda olmadığımızı ama her söylediğimizi bilmemiz gerektiğini.. bilmiyorsak bilene sormanın , ondan öğrenmenin erdem olduğunu biliyorum. Patlıcan musakkayla bile ilişkisinin sadece yemek olduğunu bildiğimiz insanların fıstıklı baklava yapmakla görevlendirilmedikleri toplumda yaşamayı hak ettiğimizi düşünüyorum. R.Sinan Akbaşak
|
İSTANBUL Hava durumu
|
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |