Gazete Tiyatroterapi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

Vedat SINMAZ...   Ada Vapurunun Çarkına...

Vedat SINMAZ... Ada Vapurunun Çarkına...

Tarih 17 Haziran 2011, 19:08 Editör

Kınalı'ya varana kadar da sürdü bu çoşku. Her ne kadar, vapurun pervanesinden çıkan beyaz köpükler üç, beş saniye sonra denizin kahverengiliğine karışsa da, olumsuzlukları görmezden gelip mutluluğumuzu sürdürmeye çalışıyorduk ki; kıç üstünden gelen bir sesle irkildik! 'Ploff!'

                     Ada Vapurunun Çarkına...


Az gittik, uz gittik,dere tepe düz gittik.Gittik de,nereye gittik? Adaya gittik. Adayaaa!

Ada vapuru yandan çarklı değildi. Uçan kuşlar, martılar yeşil tatlı bir bahar vardı da, inleyen nameler ruhumuzu sarmadı. Sarmadı işte!..

 Oysa ne güzeldi Bostancı iskelesinden kalkışımız. Cıvıl cıvıldık hepimiz. Yüzlerimize  güneşin verdiği pozitif enerjiyle etrafa ışık saçan, pırıl pırıl insan yığınlarıydık. Birbirimizi hiç tanımıyorduk. Tanımamız da  gerekmiyordu. Öylesine coşkulu, öylesine mutluyduk.

Kınalı’ya varana kadar da sürdü bu çoşku. Her ne kadar, vapurun pervanesinden  çıkan beyaz köpükler üç, beş saniye sonra denizin kahverengiliğine karışsa da, olumsuzlukları görmezden gelip mutluluğumuzu sürdürmeye çalışıyorduk ki; kıç üstünden gelen bir sesle irkildik! “Ploff!”

Yok, yok…bomba filan değil.Tanıdık bir cisim.”%100 organik mısır koçanı”, Hemen peşinden üç tane daha “Ploff!” İki kutu kolayla bir mısır koçanı daha… Başka siparişiniz var mıydı?

Balıkları düşündüm gözlerim kapalı. Balık yerken yanına kola, salata gibi aperatifler almamız gerekmiyor artık. Teknoloji gelişti. Şimdi hepsi balığın içinde mevcut.Üçü bir arada nescafe gibi…

…Ve martılar, denize her dalışlarında boş sorti yapan martılar… Martılar ne yapsın? Denizlerde balık mı bıraktık? Artık dalmıyorlar zaten. Havada uçup, milletin attığı simit parçalarıyla yetinmek zorunda kalıyorlar. Bir gün martılar da, denizler gibi kahverengiye dönüşürse şaşırmayalım.

İskeleye yanaştığımızda kızımla bakıştık. O da bana bir şey söylemedi. Ben de ona… Ama gözlerinden anlıyordum ne demek istediğini. Ben suçluydum. 0na kahverengi deniz bırakmamalıydım. Çünkü ben, babamdan yeşil deniz, mavi gökyüzü devralmıştım. Gerçi, ben kirletmedim, ama kirletene de mani olamadım.”Sana ne?” Derler çekincesi vardı içimde. Sana ne? Diye bir şey yok. Bu topraklarda yaşıyorsam birey olarak hiçbir şeye kayıtsız kalmamalıydım. Kendi adıma utanç duydum. Suç ortağıyım.

Sanırım boşa nefes tüketiyorum. Denizleri hesaba katan yok zaten. Denizler kıymetli olsaydı bu millet Deniz’lerine sahip çıkar astırmazdı. Zaten bize dumansız hava sahası lazım.  Deniz filan sudan ibaret şeyler. Bizler ciddi insanlarız sudan ve sulu şeylerden hoşlanmayız.

Denize noktayı koyup, güzelim çam ormanlarında oksijeni ciğerlerimize çekelim dedik. Çekemedik!!!

“Çekemeyen anten taksın!” Böyle bir söylem vardı değil mi? Antenden filan değil, vallahi ortalık mangalda tavuk ızgara kokusundan geçilmiyordu. Yarın tavuklar da “Bize soykırım uygulanıyor” Diye Avrupa parlamentosunu basarsa şaşırmayalım. Adada oksijen filan yok! Tavuk dioksit var. İster içine çek, ister burnunu tıka. Biber gazı daha iyiydi valla.

Ve olmazsa olmazımız çöpler! Tavuk artıkları, poşetler, gazete kağıtları, şişeler, kutular… Her aşktan geriye kalan bir damla gözyaşı gibi valla.

Peki, ya kardeşim hiç mi güzel şeyler yoktu? Olmaz olur mu? Güzel şeyler de vardı elbet. Faytonlar vardı, faytonlarla ada turu vardı. Ne güzel de bezlemişlerdi faytonları çeken atların altlarını. Dışkılarını doğaya bırakmasınlar diye. Acaba insanların da mı altlarını bağlamak lazım? Hiç de fena olmaz.

Benden bu kadar dostlar. Kahverengi deniz, kahverengi doğa, kahverengi martılar… mavinin, yeşilin, pembenin modası çoktan geçti.

Hepinize kahverengi düşler…

                                                                                                               Vedat SINMAZ


Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Vedat SINMAZ

SEVİYE... Vedat SINMAZ

SEVİYE... Vedat SINMAZ ...ben hiçbir oyuna kötü demem. Diyemem de... Çünkü büyük bir emek,özveri,aylarca süren provalar ve iki saat boyunc...

Tavuk... Vedat SINMAZ

Tavuk...    Vedat SINMAZ Demin de söyledim ya, bizde kümes içi demokrasi var. Horoz horozluğunu, tavuk tavukluğunu, piliç piliçliğini, civci...
 İSTANBUL Hava durumu


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi