Gazete Tiyatroterapi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

Vedat SINMAZ...           SEVGİNİN GÜCÜ

Vedat SINMAZ... SEVGİNİN GÜCÜ

Tarih 08 Kasım 2010, 12:45 Editör

Bir varmış, bir yokmuş. Kaf Dağı'nın ardında, cep telefonlarının kapsama alanı dışında, bir günde dört mevsimin yaşandığı, evlenenlerin altı ay sonra boşandığı...

SEVGİNİN GÜCÜ

 

Bir varmış, bir yokmuş. Kaf Dağı’nın ardında, cep telefonlarının kapsama alanı dışında, bir günde dört mevsimin yaşandığı, evlenenlerin altı ay sonra boşandığı, hamburgerlerin,  cızburgerlerin  bol olduğu bir ülke varmış. Bu ülkede, at arabasından Mercedes’e, kağıt uçaktan jumbo jet’e kadar her şey varmış. Demokrasi, bürokrasi, travesti Sisi, kırık testi bile mevcutmuş ülkede.

 

Halk o kadar mutlu, o kadar mutluymuş ki, mutluluktan herkes havalarda uçuştuğundan yer yüzünde sadece kediler, köpekler ve karıncalar dolaşırlarmış.

 

Günler günleri kovalamış, bir gün ülkenin kralı ölüvermiş. Yerine yeni kral bulunamadığından, kraliçe vekâleten kraliyet tahtına oturmuş. Oturur oturmaz ilk iş olarak kurmaylarını etrafına toplamış. Bir dizi kararnameler ve yasaklar çıkarmışlar. Bu yasakların içinde sevgi de varmış. Kraliçe’nin sevgiyi yasaklaması çok doğalmış, çünkü kalbinde sim kilidi varmış. Uzatmıyalım, anında ülkenin dört bir yanına haber salınmış. TV'ler, gazeteler ve belediye hoparlörlerinden günlerce anons yapılmış, SEVGİ YASAK diye. Bununla da kalmamışlar. Anayasayı değiştirerek, sevenlere ölüm cezası uygulanmasına karar verilmiş. Hem de sorgusuz sualsiz.

 

İlk tepki kedilerden gelmiş. Çünkü karar alındığı vakit, onların aşk mevsimi olan Mart ayıymış. Acı haberi duyan kediler, üzüntülerinden birer birer barsak enfeksiyonu geçirmeye başlamışlar. Bazıları bunalıma girip, kendilerini köpeklerin önüne atmış. Bazı kediler kaşlarını çatmış, duygusuz kediler de yan gelip yatmışlar.

 

Yine günler günleri kovalamış, FATMAGÜL ABLA milleti oyalamış. Ve çook uzaklardan saraya bir yolcu gelmiş. Sarayın ileri gelenleri yolcuyu ağırlamışlar ve bir hafta tam pansiyon konaklayabileceğini söylemişler.

 

Bir de kraliçe’nin güzelliği evreni durduran,  bülbülleri susturan, peşindeki erkeklere kan kusturan kızı varmış. Kız, kraliçe’ye inat o kadar iyi o kadar iyiymiş ki; yerdeki karıncaları ezmemek için yolunu değiştiren cinstenmiş. Yine o gün iyilik perileri üstündeymiş. Yolcunun sabah kahvaltısını kendisi sunmak istemiş, ana kraliçe’ye bu arzusunu bildirmiş. Ana kraliçe, kızını o kadar çok severmiş ki; kalbindeki sim lock, sadece kızına açıkmış. Ama bir de ortada kendisinin koyduğu “sevgi yasağı” var. Ya kızı yolcudan etkilenir de aralarında duygusal bir yakınlaşma olursa? Bu soru da kafasını kurcalamamış değil. Herşeye rağmen kızının isteklerine dayanamamış ve izin vermiş yemek götürmesine.

 

Kız elinde tepsiyle yolcunun odasına girmiş. İşte ne olduysa o zaman olmuş. Göz göze geldikleri anda öyle bir elektriklenme olmuş ki ülkenin tüm trafoları patlamış. Nazar boncukları çatlamış. Borsada hisse senetleri ikiye katlamış. Akan sular durmuş. Amerika Irak’ı vurmuş. ülkede 8,5 şiddetinde deprem olmuş. Uzun lafın kısası iki genç o an abayı ve Roma’yı fena halde yakmışlar.

 

Ana kraliçe olayın farkına vardığı zaman öyle bir hiddetlenmiş ki, hiddetinden dağlar sallanmış. Sallanmış da koca kaya parçaları tuzla buz olmuş. Açan çiçekler solmuş. Ülkenin üzerine kara bulutlar dolmuş. Yılanlar korkudan kafalarını çıkarmış deliklerinden. Ne oluyor diye? Bir düşüncedir almış ana kraliçeyi. Nasıl olur? Yıllarca güzelliği ve zarafeti bozulmasın diye derin dondurucuda sakladığı kızı ne idüğü belirsiz birine aşık olur diye saçını başını duvarlara vurmuş.  Bir tarafta güzeller güzeli kızı; diğer tarafta kendi koyduğu ölüm cezası… Ne yapmalıydı? Nasıl çıkacaktı işin içinden? Kraliçe günlerce uyku uyumamış. Düşünmüş, düşünmüş ve kurmaylarını alelacele toplantıya çağırmış. Sarayın ileri gelenleri hep beraber düşünmüşler, taşınmışlar. Bir saat otuz beş dakika kaşınmışlar. IMF‘ye Polat Alemdar’a danışmışlar. Sonuçta kuralları uygulamaya karar vermişler. Öyle ya ! Kurallar bozulursa, ülkede ne disiplin kalır ne de dirlik düzenlik… Çare yok! İkisine de ölüm cezası kesilmiş. Hiç vakit geçirmeden bu kararlarını tüm iletişim araçlarıyla kamuoyuna duyurmuşlar. Haber kanallarından canlı yayın ekibi istenmiş. İdam anı tüm dünyaya canlı yayınla izlettirilecekmiş. İzlensin ki tüm dünyada ki sevenlere ibret olsun.

 

Bütün bu gelişmeler olurken oğlan ile kız çaresiz, üzgün, yaşamdan ve aşktan ümitlerini kesmişler. Gardiyan kapılarını çalıp da “Son bir arzunuz var mı? “Diye sorduğunda birbirlerinin alınlarına veda öpücüğü bırakıp dar ağacının yolunu tutmuşlar. İşte o an ikisinin de göz yaşları damla damla yanaklarından süzülmeye başlamış. Öyle ağlamışlar, öyle ağlamışlar ki çevrede toplanan insanlarıda etkilemişler. Onlar da başlamışlar ağlamaya. Canlı yayında TV başındaki insanlar da başlamışlar ağlamaya, haberleri ileten Can Dündar’la Ali Kırca da başlamış ağlamaya. Gözyaşları tüm evreni sarmış. Öylesine sarmış ki; sel olmuş gözyaşları, önüne geleni deviriyormuş. Bu sel yığını sarayı da kuşatmış. Koca koca demir kapılar yıkılıp gitmiş. Saray sular altında kalmış.

 

Kraliçe, çaresizlik içinde yine kurmaylarını toplamış. Hepsi de gırtlaklarına kadar suya gömülü vaziyettelermiş. Pek de konuşacak halleri yokmuş. Bakmışlar ki bu duygu selinde kendileri de boğulacak sevgiyi serbest bırakmışlar. Ve sevenleri affetmişler.

 

Kraliçenin de kalbi yumuşamış bu duygu seli karşısında. Ve o da beklemeye başlamış sarayın penceresinde belki gurbetten bir yolcu daha gelir diye…

vedatsinmaz@windwoslive.com -  vedatsinmaz@gmail.com    

VEDAT SINMAZ

 

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Vedat SINMAZ

SEVİYE... Vedat SINMAZ

SEVİYE... Vedat SINMAZ ...ben hiçbir oyuna kötü demem. Diyemem de... Çünkü büyük bir emek,özveri,aylarca süren provalar ve iki saat boyunc...

Tavuk... Vedat SINMAZ

Tavuk...    Vedat SINMAZ Demin de söyledim ya, bizde kümes içi demokrasi var. Horoz horozluğunu, tavuk tavukluğunu, piliç piliçliğini, civci...
 İSTANBUL Hava durumu


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi