| ||||||||||
| ||||||||||
| ||||||||||
HABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
FUTBOL SEVGİSİ UĞRUNA... İskender GÜRDÖLAltmış yaşına geldik, hala meşin yuvarlak da denilen o oyuncağın, izleyici de olsak , peşindeyiz... FUTBOL SEVGİSİ UĞRUNA... Futbol denilen kavram öylesine albenili ki, insan biraz bulaşınca kendini kurtaramıyor. Bizde yıllar yıllar önce bu oyuna kendimizi öyle bir kaptırdık ki, altmış yaşına geldik, hala meşin yuvarlak da denilen o oyuncağın, izleyici de olsak , peşindeyiz. Yaşamımda futbolla ilgili dört kez dayak yemişliğim vardır. Rahmetli babam koyu bir Beykoz taraftarıydı. Hatta uzun yıllar kulüpte yönetici olarak da görev almıştı. Tabi ki benim de Beykoz’ u tutmamı istiyordu. Oysa ben başka renklere gönül vermiştim. Ve, bunu babamdan saklıyordum. Zaten, öğrendiğinde de futbol için ilk tokadımı yemiştim. O dönemlerde semtlerde boş alan günümüze göre oldukça fazlaydı fazlasına da, zemin olarak futbol oynamaya uygun yine de yer oldukça azdı. Bir ara anacadde için yapılan istimlak ve düzenlemeler sonunda, asfaltlanmış ve düzenlenmiş bir alan ortaya çıktı. Oluşan alan yolun dışındaydı. Çevre sakinlerinin çocukları olan bizler futbol sahası olarak kullanmaya başladık. Ta ki bir akşam üstü kan ter içinde polisler tarafından karakola götürülene dek. İkinci tokadım da bir devlet görevlisine nasip oldu. Bir keresinde de; nasıl olduysa babam tutuğum takımın maçına gitmem için izin vermişti. Hava yağmurluydu. Şemsiyeyi almam söylendi. Ben istemedim. Çünkü, kaybederim diye korkuyordum. Babam ısrar edince aldım ve söylemeye gerek yok ama , şemsiyeyi kaybettim. Cezamda bir tokat oldu. Yukarıda anlattıklarım ilkokul son sınıf ile ortaokul sıralarında başıma geldi. Dördüncüsü de, lise takımının maçı vardı. Maç günleri izinli sayılırdık. Karşılaşma akşama doğruydu. Ama, hava atmak için sabahtan okula gitmiştik. Hocalardan da fellik fellik saklanıyorduk. Fakat, ne çare ki, okulun en sert müdür yardımcısına yakalandık . Rahmetli Çiçek Hoca, ne yaptığımızı sordu. Bizde safiyane maçımız var dedik. Bu nedenle izinli olduğumuzu da ekledik. Korku ve heyecandan izin kağıtlarını onun imzaladığını unutmuştuk. Maçın saatini bizden iyi biliyordu. O anı hiç unutmam, Çiçek Hoca, yakamdan bir yakaladı sallaya sallaya; “ maç Bolu da mı ha “ diye bir tokat aşketti ki o hızla doğru sınıfa girmişim. Şimdi bunları neden yazdım? Asıl amacım, geçmiş dönemlerdeki saha, araç ve gereçlerinin haliyle, bugün gelinen noktadaki malzeme kalitesi arasındaki farkı anlatmaktı. Fakat, düşünürken yukarıdakiler aklıma düştü. Hafif bir gülümsemeyle beraber bunları sizlerle paylaşmak istedim. Kısaca biraz eskiye dönüş yaşamak istedim. Diğer konuyu mu ? Bir sonraki yazıma bıraktım. İskender GÜRDÖL .........................
|
İSTANBUL Hava durumu
|
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |