İskender GÜRDÖL... YARIŞMACI TAKIM SPORUNA BAKIŞ

16 Aralık 2010, 11:46

Takım sporları içinde en albenili olanı futbol olduğu için örneğimizi bu dal üzerinde oluşturalım istedik:

Futbol; genel hatlarıyla ele alındığında basit bir oyun gibi görünebilir....

                                     YARIŞMACI TAKIM SPORUNA BAKIŞ        İskender GÜRDÖL



                Takım sporları içinde en albenili olanı futbol olduğu için örneğimizi bu dal üzerinde oluşturalım istedik:

Futbol; genel hatlarıyla ele alındığında basit bir oyun gibi görünebilir.

Şöyle bir düşünelim:

Futbolda amaç nedir? Gol atmak ve gol yememek. Değişik bir anlatımla; belirli özelliklere sahip ve adına top denilen bir nesnenin, belirli kurallar çerçevesinde, yirmiiki insan tarafından, 244 cm yüksekliği, 732 cm genişliği olan ve ismine kale denilen yerden geçirme veya geçirtmeme uğraşıdır.

Bu tanım, futbol denilen kavramın 90 dakikalık   süre içinde geçen kısmıdır. Sadece bu açıdan bakıldığında futbol oyununu oldukça kolay diye görebiliriz.   Lakin, işin öbür yanı hiçte öyle değildir.   Tribündeki gözlere ve televizyonun beyaz camına yansıyan gibi ise hiç değildir.

Yani futbol kolaymış gibi görür ama bir iplik çilesi gibi karışıktır. Bu yumağı çözmek için; bilim ister, akıl ister, sabır ister ve çok çalışma ister. Ama, biz bunları genellikle göz ardı ederiz. Bu durumsa;   futbolun,   görünen kısmının kolaymış gibi durmasındandır. Bu nedenledir ki bu oyunu; yerli yersiz, yeterli yetersiz, bilgili bilgisiz 7 den 70 e hemen herkes bilir, konuşur, oynar ve yorumlar.

Bizce oldukça karmaşık olan olgunun ortaya çıkarılabilmesi için futbolcuların taşıması gereken unsurlara kısaca bir göz atalım:

Bir futbolcunun başarıya ulaşabilmek için taşıması gereken özellikler, “ İkili savaşımları kazanmak, doğru ve isabetli pas vermek, rakibi zamanında engellemek, yine isabetli ve sert şut çekmek, sürekli doğru kararlar vermek, belli bir oyun düzeninde olmak ve bu düzende gerektiğinde akıllı ve rakibi şaşırtıcı beklenmedik değişiklikler yapmak, hata yaptığında bu hatayı zamanında telafi etmek, fiziksel yeterliliğini oluşturmak ve bunu korumak “ şeklinde sıralanabilir.   Bunlardan bir kaçı ya da birinin eksik olması halinde kazanmak hayalden öteye geçemez.        Bu özelliklerin bir futbolcu için olduğu düşünürsek, bir takım oluşması için “ onbir çarpı bunlar “ gereklidir ki sahada yer alan insanlar gurubuna “ takım “ diyebilelim.

                Bir futbolcunun yukarıda yazılanları sahaya aktarabilme yetisi de ayrıca bir anlam taşır.   Bunun içinse; yeterli fiziksel kapasite, teknik beceri ve taktik zeka önemlidir.

Bir futbolcu sahaya çıktığı anda; kendinin, takım arkadaşlarının ve karşı takım oyuncularının pozisyonlarını, sahanın durumunu, kendi kişilik ve heyecanlarını, antrenörün o maç için verdiği taktik ve düşündüğü oyun düzenini, kendi fiziksel durumunu, hava ve iklim koşullarını, seyircilerin tutum ve tezahüratlarını, maçın önemini ve o anki skoru kavrayıp ona göre hareket edebilmelidir ki maçın sonucunda kazanan taraftan olabilsin.

                Ayrıca, yine takım oyunlarında bireyin ruhsal yapısı da performansı önemli ölçüde etkiler.   Bunlar; “ kişilik ve yaradılış, oyun zekası, yaratıcılık, oyun düzenine uymada kararlılık, mücadele hırsı, kolay teslim olmama, liderlik vasfı vs. gibi sürüp giden kalıcı faktörlerdir. Motivasyon, beklentiler, korkular, yarışmanın önemi, takımın puan cetvelindeki yeri, karşıt takımın iyi ya da kötü oyunu “ gibi oyun esnasında ortaya çıkabilen geçici faktörlerin de ekleneceği unutulmamalıdır.

Bakıldığında; futbolun göründüğü gibi       hiçte kolay bir şey olmadı ortadadır.

Buraya kadar kısalta kısalta yazdıklarım sadece oyuncuları kapsamaktadır. Bunun birde teknik kadro, yönetim ve taraftar penceresi vardır . Onları da şimdi aktarmaya kalksam yazı uzadıkça uzar İyisi mi konuya şimdilik nokta koyalım ve diğer kısımları daha sonraya bırakalım....

Kalın sağlıcakla...

                                                     İskender GÜRDÖL

( Kaynakça: Spor Psikolojisi- Dr. BAŞER Ergun )