Gazete Tiyatroterapi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

Erdem KOZAN... Sadece bir dizi tartışması mı?

Erdem KOZAN... Sadece bir dizi tartışması mı?

Tarih 14 Ocak 2011, 13:34 Editör

Bir hafta boyunca aralık vermeksizin 'Muhteşem Yüzyıl' dizisini tartıştık.
Dizi 1520-1566 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nda ....

Sadece bir dizi tartışması mı?

Bir hafta boyunca aralık vermeksizin 'Muhteşem Yüzyıl' dizisini tartıştık.
Dizi 1520-1566 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nda hükümdarlık yapmış Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatından kesitlerden esinlenerek oluşturulmuş bir yapıt. Yayınlandığı ilk günden itibaren konuşuldu. En çok eleştiri alan kısmı, sarayın harem bölümünde yaşananlar, hükümdarın cinsel yaşantısı...

Dizinin tarihi gerçeklikten tamamen kopuk olduğunu kim söyleyebilir? Tam anlamıyla gerçek olanı kim biliyor?
Anadolu Gençlik ya da Saadet Partisi gözlüğüyle bakarsanız tabiî ki bazı şeyleri hazmedemezsiniz. Çünkü onlar elinde kılıç o zafer benim bu zafer senin koşturan, alnını secdeden ayırmayan, harama el sürmeyen şeklinde idealize edilmiş bir hükümdara kayıtsız şartsız inanmışlar. Tepkilerinin nedeni bu.

Bir yandan da şunlar akıllara geliyor:
Durmadan tartışıyoruz, bir çözüme varamıyoruz... Neden? Çünkü düştük bir kez çukura ve bu konu içinde derin çelişkiler barındırıyor. Ortaya çıkan Osmanlı profili: Bir yanda ahlak bekçisi, muhafazakar bir halk, diğer yanda kapalı kapılar ardında 'dünyada cennet' hayatı yaşayan hükümdar...
İnançlar duvara tosluyor. Duvara toslayan kafalar 'vay anasını... Yoksa?' diye düşünmek yerine 'yalan dolan bunlar, istemezük!' diye bağırmaya başlıyorlar.
Ne bekliyordunuz ki?
Müthiş bir zenginlik, refah, eski dünyaya hakimiyet ve bunları elinin altında bulunduran tek bir hükümdar!
Yok eğer siz Osmanlı hükümdarlarını insanüstü sayıyorsanız size diyebileceğim bir şey yok. Tüm bu olağanüstü imkânlara sahip bir insandan dizide bahsedilen bir hayat tarzının hatta daha da fazlasının beklenebileceğini düşünüyorum. Kaldı ki diğer milletlerden emsallere bakıldığında arada büyük farklılıkların olmadığını görürsünüz. Başta sorduğumuz soruya dönersek, tarihi gerçeklikle bağdaşabilir bir senaryo var karşımızda. Ama hala sorunu çözemedik. Çünkü bunlar televizyonlarda tartışılanlardan farklı değil. Tartışıyoruz, tartışıyoruz... Çukurun içindeyiz hala...

Size söyleyeyim, biz bu sorunu mevcut durumda ömür billâh çözemeyiz. Neden mi?
Çünkü dedim ya bu bir 'çukur'. Nedir bu çukur? Bu çukur, bu çıkmaz sokak, özel yaşantının, yaşam tarzının tartışılması. Bu çukurdan çıkmak için bir halat sallandıralım aşağıya: Çok kaba olacak ama, iki kelimelik bir çözüm var o da, "sana ne?" Evet, bu kadar basit. Örneğin, bir insan Osmanlıcı olabilir. Karşıt görüşte olanlar onu eleştirecektir doğal olarak ancak burada eleştirinin yöneltildiği kısım Osmanlı hükümdarının özel yaşantısı olmamalıdır. Bırakın karşıt görüşte olanları Osmanlıcılar dahi hükümdarlara bu konuda bir laf gelince feveran ediyorlar. Osmanlıcılık bu kadar mı? Hükümdarların yaşam tarzlarının gerçekten bu şekilde olduğu kanıtlanırsa vaz mı geçecekler Osmanlıcılıktan? Burada en aşağıda yatan temel sorun, hala 'özel hayatın' referans alınıyor olmasındadır. İşin en acıklısı bunlar, laikliğin de benimsenmeyi bırakın, anlaşılamadığının işaretidir. 'Türkiye laiktir, laik kalacak!' sloganı atanların dahi bu durumda olduklarını görmek oldukça üzücü. Sevmediğimiz insanları özel yaşantılarından dolayı yargılıyoruz, bir sanatçıyı, bir edebiyatçıyı özel yaşantısından dolayı tek kalemde silip atıyoruz...

Özel yaşantıları bir kenara bırakarak, insanları eşit ve özgür bir yurttaş haline getirip topluma kazandıracak yegâne ilke laikliktir. Size insanlara "sana ne?" deme cüretini yine laiklik verir. Yurttaş olma, toplumun bir üyesi haline gelme zevkini bu ilke sayesinde tadarız. Bugün malum diziye 'istemezük!' diyenlerin de laikliğe muhtaç olduklarını söylersek yanlış yapmış olmayız.

Şimdi Kanuni ve Hürrem'in tarihsel olarak gerçek olur veya olmaz, malum özel hayatlarına ilişkin yorum yapanlara söyleyecekleri var: "Size ne!"


Erdem KOZAN

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Erdem Kozan

"Samizdat" notlar... Erdem KOZAN

Kötülük hiçbir zaman olumlanmaz. Kötü olmakla övünen karakterler sadece edebi eserlerde hayat bulurlar. İnsan için ...

Umulmadık yerde yazılan bir yazı... Erdem KOZAN

Umulmadık yerde yazılan bir yazı... Erdem KOZAN "Bu kuvvetler ayrılığı denilen olay var ya, işte o geliyor önünüze bir engel olarak dikiliyor. Umulmadık yerde yarg...
 İSTANBUL Hava durumu


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi