İskender GÜRDÖL... BEYKOZ'DAN İTÜ SPOR KULÜBÜNE

03 Nisan 2011, 12:40

İstanbul Teknik Üniversitesi ( İTÜ ) ve Beykoz : Bu iki simge ismin yaşamımda çok önemli yerleri vardır. 25 yılı aşkın bir süre Üniversite de görev yaptım. Doğma büyüme de Beykoz' luyum. Ve, hala burada yaşamaktayım.

BEYKOZ’ DAN İTÜ SPOR KULÜBÜNE

İstanbul Teknik Üniversitesi ( İTÜ ) ve Beykoz : Bu iki simge ismin yaşamımda çok önemli yerleri vardır. 25 yılı aşkın bir süre Üniversite de görev yaptım. Doğma büyüme de Beykoz’ luyum. Ve, hala burada yaşamaktayım.

Beykoz İstanbul’ un şirin ilçelerinden biridir. Son dönemlerde epeyce talan edilmesine karşın, Sarıyer ile birlikte İstanbul’ un akciğerleri görevini üstlenirler. Kalkan balığı, paçası, ceviziyle ünlüdür. Şimdilerde bunlara pek rastlanmasa da yine Beykoz deyince akla bunlar gelir. Birde Beykoz’ un spor kulübü vardır. Bu kulüp kuruluş yılı olarak Fenerbahçe’ den bir yaş gençtir. Kısacası, Türkiye spor tarihinin 100 yıllık çınarlarından biridir. Gelin görün ki bu yüz yıllık çınar’ ın futbol ve basketbol takımları bölgesel liglere düşmekle yüz yüzedir.

Uzun yıllar Türkiye Profesyonel Futbol Liginde yer alan Beykoz; bir çok elit sporcu yetiştirmenin yanında, atletizm, kürek, voleybol, masa tenisi gibi dallarda da ülke sporuna hizmet etmiştir. Etmiştir de 21. yüzyılda neden sürekli alt kümelere düşme sıkıntısıyla baş başa kalmıştır?

Bizce bunun altında iki nedenin varlığı söylenebilir. Birincisi; son dönemlerdeki hatalı yönetim, ikicisi de; semtin toplumsal yapısının tamamen değişmesidir.

Hatırlanacağı üzere Beykoz; Şişe Ve Cam , Tekel İçki Ve İspirto ve Deri Kundura fabrikalarının yaşam verdiği bir ilçe boyutundayken, bu büyük sanayi kuruluşlarının teker teker kapanmasıyla toplumsal yapı değişimine uğramış, üretkenliğini yitirmiş ve fazlasıyla göç alır konuma gelmiştir. Bu değişim ve göç sırasında Beykoz’ a gelenler yerleştikleri topraklara mülkiyet olarak sahip çıkarken, sosyal anlamda, geldikleri yerin koşullarını yanlarında taşımışlardır. Hal böyle olunca, Anadolu illerinin ve ilçelerinin isimlerinden oluşmuş yüzlerce dernek ortaya çıkmıştır. Sonuçta da, bu derneklerle uğraşanlar Beykoz’ u bir yana bırakıp hemşehricilik oynamaya başlamışlardır. Sanırım, belediye de yeterli ilgiyi göstermemektedir.

İstanbul Teknik Üniversitesine gelince ( İTÜ ): Bu kulüp 1953 yılında kurulduğunda, Üniversitenin gücünü arkasına alarak, mühendislik dışında, spor alanlarında da Türkiye de adından söz ettirmeye başlamıştır. Özellikle basketbol’ un yayılmasında öncülük eden kurumların başında yer almıştır. Kemal Erdenay, Hüseyin Alp, Reşat Güney, Cihat İlkbaşaran, Haluk Okçuoğlu, Zeki Tosun, Ünal Öğün gibi devlerle bir dönem Türkiye de kupa bırakmamıştır. Harun Erdanay, Levent Topsakal gibi onlarca yıldızı ülke basketbolüne kazandırmıştır. Son yıllara kadar da Türkiye basketbolünde hep var olmuştur. Fakat, ne oldu da bilinmez, bu yıl bu takım 2. ligden de bir alt kümeye düşmekle burun buruna bırakılmıştır?

Elbette bir takım nedenler bu sonu hazırlamıştır, hazırlamasına da, koskoca bir üniversitenin desteği, sponsorluklar bu düşüşe engel olamıyorsa yazık oluyor demektir.

İnsan üzülüyor ve içi acıyor.

Ne İTÜ, ne de Beykoz bunu hak etmese gerek.....

İskender GÜRDÖL