Gazete Tiyatroterapi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

MAVİ BACAKLI YENGECİN ESRARI... Levent ARTÜZ

MAVİ BACAKLI YENGECİN ESRARI... Levent ARTÜZ

Tarih 11 Mart 2013, 11:38 Editör

Son zamanlarda yine basın yolu ile Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nde yeni olduğu belirtilen ve 'Denizlerde mavi yengeç tehdidi'olarak lanse edilen bir yengecin bahsi geçmeye başlamıştır...



MAVİ BACAKLI YENGECİN ESRARI

 

Son zamanlarda yine basın yolu ile Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi’nde yeni olduğu belirtilen ve “Denizlerde mavi yengeç tehdidi” olarak lanse edilen bir yengecin bahsi geçmeye başlamıştır.

Bu yazıda sizlere bu sularımıza zorla (transplantasyon yolu ile)  getirilmiş bir tür olan bu mavi yengeç' den söz etmek istiyorum. Bilimsel adı Calinectes sapidus olan bu tür (Şekil 1) ,  1935 ve 1945  yıllarda Kuzey Amerika denizlerinden Kuzey Ege sularına (Selanik ve Saroz Körfezi’ne), diğer istilacı türler gibi değil, bilinçli olarak getirilmiştir.

Asıl vatanı olan Kuzey Amerika ve Kanada'da ekonomik değere sahip, oldukça iri boydaki bu yengeç, karasularımızda ilk önce getirildiği Kuzey Ege’deki  acısulu lagünlere, özellikle de Enez dolaylarındaki göllere yerleşmiş, daha sonra Ege sahilleri boyunca sıralanan, Köyceğiz, Güllük lagünlerine yerleşmeye başlamıştır. Halen Fethiye ve Taşucu'ndaki Paradeniz Dalyanı’nda bol miktarda bulunmaktadır.

Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi batı kesiminde 2008 senesinden bu yana gözlenmeye ve 2011 senesinden beri özellikle Marmara Denizi batı kesimindeki küçük balıkçı “tanışmaya” başladığı bilinen[1] bu tür, Marmara Denizi ekosisteminde tür çeşitliliğinin azalması sonucu farklı türlerin avantajlı duruma geçip yayılım göstermelerine tipik örnek oluşturmaktadır.

Akdeniz genelinde ilk olarak 1948 senesinde Yunanistan sahillerinden rapor edilen bu türün, Kuzey Amerika sahillerinde bulunan bu canlının tadını çok seven bir Yunanlı armatör tarafından 1930-1940 tarihleri aralığında, Mora Yarımadası üzerinde tatilini geçirdiği bir koya bidonlar içinde getirerek/getirterek saldığı yönünde bilgiler bulunmaktadır.

Ancak sonraki senelerde, istilacı türlerin zararları ve bu durum ile ilgili uluslararası hukuki müeyyideler gündeme gelmeye başladıkça bu söylem değişerek, gemilerin balast suları ile gelmiş olabileceği ile ilgili (!), bir anlamda aklama amaçlı tezler ortaya atılmaya başlanmış ve makaleden makaleye dolaşarak günümüzde kabul gören (!) “istilacı” bir tez olarak yayılmıştır.

Mavi yengecin bir anlamda zorla getirildiği bu sulara tam anlamı ile uyum sağladığı söylenemez. Zira 1963 den itibaren Ege Denizi’nin kuzeyini ve   Saroz Körfezi’ni  tümü ile terk etmiş, daha güneye doğru göç etmeye başlamıştır. Bunun nedeni olarak bu bölgedeki aşırı avcılık gösterilmekte ise de, hiç değilse Türkiye lagünlerinde bu yengecin bu dönemde, bu denli avlanması söz konusu olmamıştır. Olayın nedeninin o yöredeki bu canlının yerleşebilmesini engelleyen doğal koşullarda aranması gerektir.

Mavi yengeç adını makaslı ve yürüme ayaklarındaki koyu mavi renkten almaktadır. Mafsallar ve dikenlerin uçları  ise, soluk pas kırmızısı renktedir. Yurdumuzda mavi yengecin ekonomik olarak değerlendirilmesi amacı ile yapılan bazı girişimler başarısızlıkla sonuçlandığından ve balık ağlarını tahrip etmesi, değerli balık türlerini tüketici yırtıcı karakteri nedeni ile, balıkçılarca istenmeyen, zararlı bir tür olarak algılanmaktadır.

Aslında Mavi yengeç, Amerikan ülkeleri dışında, İngiltere, Fransa ve Belçika’da tüketilmektedir. Ancak Avrupa ülkelerinde bu türün pazarlamasını yapanlar, genellikle, sürekli sevkıyat garantisi olmadan bir alıma yanaşmamaktadırlar. Ayrıca, Mavi yengecin pazarlanması, avcılıktan itibaren çok dikkat ve bilgi isteyen bir konudur.

Mavi yengeçler akarsuların döküldüğü, ince taneli çamur-kum karışımından oluşan acısu bölgelerinde 0-5m derinliklerde yaşar. Dişi ve erkek fertler gövdenin altına kıvrılmış karın (abdomen) halkalarının yapısı ile kolayca ayırt edilebilir. Erkeklerin boyu 9cm, genişliği, karapas'ın yani sırt tarafı kaplayan sert   kabuğun her  iki yanındaki uzun ve sivri  dikenlerle birlikte,  22cm; dişilerin boyu ise 7.5cm, genişliği 18cm kadar olabilmektedir.

                           

  Şekil 1. Mavi yengeç, (Callinectes sapidus)

 

Karapasın ön kenarında  9 adet dikenli  çıkıntı vardır. Erkeklerden daha küçük boydaki dişiler, diğer yengeç türlerinde de olduğu gibi, yumurtalarını karın tarafında kıvrılmış, abdomen ve  kuyruk altında taşırlar. Yumurtlama dönemi Eylül-Kasım arasındadır. Yumurtadan çıkan planktonik, yani serbestçe suda yüzen, larvalar genç yengeç şekline dönüşünce, özellikle kapalıtohumlularlardan (Angiosperm) “Deniz BörülcesiArcthrocnemum glaucum (Şekil.2) türü ve lagün kıyılarında yaşayan, çiçekli bitkilerin  bulunduğu bölgelerde yoğunlaşırlar.

Mavi yengeçlerin yaşadığı aynı alanda, bu türe çok benzeyen ve genellikle de karıştırılan, serüveni mavi yengeçten de  ilginç başka bir tür, yüzer yengeç (Portunus pelagicus) de bulunmaktadır. Bu yengeç, Hint okyanusu kökenli olup, Süveyş kanalı yolu ile Doğu Akdeniz’e, bir istilacı olarak gelmiş ve yerleşmiştir.

                           

       Şekil 2. Deniz börülcesi (Arcthrocnemum glaucum)

 

Mavi yengece oranla gövdesi daha küçük (7cm kadar) fakat makaslı kolları daha uzun ve ince olan bu tür ilk defa 1906 yılında Süveyş Kanalı’nda görülmüş, 1929 da Akdeniz'e girdiği saptanmıştır.

             

                           

                                Şekil 3. Yüzer yengeç (Portunus pelagicus)

 

Doğu Akdeniz yüzer yengeç türünün stokları  zengin olmadığından ve et veriminin de mavi yengeç'e oranla düşük olması nedeni ile ekonomik değeri azdır. Bunun diğer bir nedeni de, Doğu Akdeniz’e yerleşmiş olan bu Batı-İndo-Pasifik türün, yengeç tüketen Akdeniz ülkelerinde yeteri kadar tanınmamasıdır.

İyi bir yüzücü olan bu yengeç türü, Türkiye denizlerinde özellikle Fethiye'den İskenderun Körfezi’ne kadar olan sularda, kumluk ve deniz çayırları'nın (Posidonia) yaygın bulunduğu zeminlerde  yaşar. İskenderun'dan Libya sahillerine kadar uzanan alanlarda  ve Kıbrıs kıyı şeridinde de  bulunur.

 

Doğal şartlar denizlerin ekolojisini oluştururlar.

İnsan faaliyetleri sonucu olarak oluşan kirlilik etkisi, Marmara Denizi örneğinde olduğu gibi, su kütlelerinde köklü ve çoğu kez geri dönüşümü olmayan olumsuzlukları da beraberinde getirmektedir. Özellikle de çevresel etkiler ile bir araya gelen kirlilik olgusu, yine Marmara Denizi örneğinde olduğu gibi çok vahim değişikliklere sebep olmaktadır.

Defalarca bahsedildiği gibi Marmara Denizi genelinde yaşanan ana sorun, kirlilik baskısı sonucu bu su kütlesinde tür çeşitliliğinin ciddi şekilde azalması ve buna bağlı olarak mevcut türlerin fert adetlerindeki artıştır. Bu da Marmara Denizi genelinde kirlenmenin temel fonksiyonu olarak gelişmektedir.

Bu olguların sonucu olarak; Marmara Denizi tür çeşitliliğinin azalmasına bağlı, mevcut türlerin artışının yanı sıra, özellikle Akdeniz kökenli rekabeti sevmeyen veya daha uygun bir tanımla rekabetin düşük olduğu ortamları seven canlıların rağbet ettikleri bir ortam haline gelmiştir.

Yeni ve bir anlamda istilacı türleri, büyük bir hızla ve gittikçe artan şekilde denizlerimizde özellikle de kirleticilerin etkisi altındaki bölgelerde gelecekte de görmemiz şaşırtıcı olmayacaktır.

                                                                                              Levent Artüz

                                                                                     İlham Artüz’ün anısına[2]

 



[1] Artüz M. L., Artüz O. B., Aydın A., Gülen D., Yalçın B., Gürseler G., Bargu S., Koç H. T.,  Köksoy T., Deniz S., Çubuk S., Sönmez B., Üstün F., Ulunehir G., Akay E., Bulut F. M.,  Özdemir F. 2012. Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi Projesi (MAREM) 2011 senesi çalışma verileri (Ön Raporlar). Marmara Üni. Yayını, Kitap no: 803, ISBN  978-975-400-350-5. 312.P.

[2] Artüz, İ, 1990. Cumhuriyet Bilim Teknik, Sayı 148, 6 Ocak 1990


Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

M.Levent ARTÜZ

Sıfır atık!... M Levent Artüz

Sıfır atık!...  M Levent Artüz Medyada dolaşan bir kısa görsel seyrettim. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hazırlamış.

Uyanık Kardeşler... M.Levent ARTÜZ

Uyanık Kardeşler... M.Levent ARTÜZ Marmara Denizi’ne İstanbul’un atıkları basılırken bunun hiç bir etkisinin olmayacağı, Marmara’nın eskisinden de mav...
 İSTANBUL Hava durumu


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi