MERHABA

İnsanoğlu doğumu ile birlikte hareket etmeye, bir süre sonra da düşünmeye başlar ...

Düşündükçe; önce fizyolojik  gereksinimlerini karşılamak,  sonrasında da  doğruyu bulmak ve   sosyalleşmek için  epeyce bir uğraş verir. Bu kavramları bünyesinde oluştururken, doğuştan getirdiği bazı istenmeyen  özelliklerini de yok etmeye veya törpülemeye çalışır. Tabi ki bunu sağlayabilmek zamana,  bulunulan ortama ve bilgi donanımına bağlıdır.

Hareket doğumla başlar dedik. Hemen ekleyelim ölene dek de sürer.  Hareketin devamının sağlanabilmesi, insanın bedenine gösterdiği ilgi ve özenle paralellik gösterir. Bu nedenle de insanoğlu bedenini eğitmeli, bugünkü geniş ve değişmiş  anlamıyla “ spor “ yapmak durumundadır.

( Biliyorsunuz “ spor “ yarışma amaçlı bir etkinliktir. Beden eğitimi ise; sağlıklı yaşam için uygulanır. Fakat, günümüzde her türlü fiziksel etkinliğe spor denmeye başladı. Bu nedenle bizde  genellikle “ spor “ terimini kullanıp daha anlaşılır olmaya çalışacağız. )

Biz,  sporun yarışmacı özelliğini bir yana bırakarak, birey için, topum için fiziksel etkinlik yönünü ele alacağız.  

Fiziksel koşullarını doğru  hazırlayan bireyler  üretken olabilirler. Bu tür bireylerin çoğunlukta olduğu toplumlarda  sağlıklı bir yapıya bürünebilirler. Bu nedenle “ seyir sporları “ yerine, önce sağlık için bedensel aktiviteler yapılmalıdır.

Ayrıca, sporun  zihinsel gelişmeye de katkısı azımsanmayacak ölçüde fazladır. Bilimsel spor hareketleri içinde olanlar, vücudun enerji gereksinimine  büyük katkısı olan okjijeni fazlasıyla alır  ve vücudun her bölgesine ulaşmasını daha rahat sağlayabilirler. Çok oksijen çok enerji demektir. Böylece beyine de fazla oksijen gidecek ve “ o “ da  yüksek enerji üreterek çalışacaktır.   

Sonuçta da toplumda bilinçli ve bilgili insanlar çoğalacaktır.

Yazımızı bir Latin atasözü veya özdeyişle   noktalayalım.

“ mens sana in corpore sano. “

Yani, uyarlarsak;   “ sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. “  

Kalınsağlıcakla...