Gazete Tiyatroterapi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

Mehmet YAVRUTÜRK..  MECLİS-İ MEY

Mehmet YAVRUTÜRK.. MECLİS-İ MEY

Tarih 19 Ocak 2011, 10:22 Editör

Bu ülke de çözüm bekleyen onca sorun var. İşsizlik başta olmak üzere eğitim, sağlık, adalet v.s sistemlerindeki sorunlar, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, bölgeler arası dengesizlikler, terör, dört bir yanımızda pusuya yatmış,..

                                            MECLİS-İ MEY

     Bu ülke de çözüm bekleyen onca sorun var. İşsizlik başta olmak üzere eğitim, sağlık, adalet v.s sistemlerindeki sorunlar, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, bölgeler arası dengesizlikler, terör, dört bir yanımızda pusuya yatmış, bizi parçalayıp yutmaya hevesli Yunan, Rum, Ermeni, AB, ABD nam sırtlan sürüleri... Bütün bu sorunları çözmesi gereken ama çözmek yerine daha da içinden çıkılmaz hale getirenlerin derdi ise bambaşka; Alkol! Bu ülkede belki de "olmayan"  tek dert!

     Şimdilik içmeyin diyemediğinden, "Üzüm yiyin" , "Dünyayı şişenin dibinden görenler", "Tıksırıncaya kadar içenler" ede(biyat)ı yapanlara göre her şeyin sebebi alkol. Örneğin trafik kazalarının bir numaralı sebebi de alkol.

      Acaba öyle mi? Emniyet Genel Müdürlüğü 2010 yılı kaza istatistiklerine göre polis bölgesinde 103.760 ölümlü ve yaralanmalı kaza olmuş. Bunlardan sadece 1690 kazanın sebebi alkol. Yani neredeyse %1. Geri kalan yaklaşık %99 luk kazayı çay, kahve, gazoz, su v.s içenler yapmış. Düz mantıkla asıl engellenmesi gerekenler bunlar. Desteklenmesi gerekense alkol(!)

      Girmeye pek heves ettiğimiz AB de kişi başına yıllık alkol tüketimi 10 litre. Bizdeyse ortalama 1 litre. Yani onların onda biri kadar.Bu rakamlar da gösteriyor ki bu ülkede içenler en küçük bir sorun olmadıkları gibi ne hakareti ne aşağılanmayı hak etmektedirler. "Ben istisnasız herkesin başbakanıyım diyen, diyebilen biri varsa içenlere "tıksırmak" yerine, saygı duymanın da ötesinde onlarla gurur duymalıdır.

       Bilinmesi gerekir ki bu topraklarda binlerce yıldır içilir. Şarap tanrısı Dionysos hemşerimizdir. İlk şarap bu topraklarda fermente edilmiştir. Bu nedenle bizim içme kültürümüz binlerce yılda, bir yığın imbikte "distile edilip" , yüzlerce yıldır "fermantasyondan " geçirilmiştir. Bizim on mislimiz içenlerde olmayan bir içki kültürümüz, içki ritüelimiz vardır. 

       İçki sofrası "meclis-i mey" dir. Öyle bildiğiniz meclislerdeki sığlıklığa, başıbozukluğa, densizliklere yer yoktur. Adabı, erkânı vardır. Meclis-i mey Bektaşidir, gülünesi... Pir-i Mugannidir, eli öpülesi... Bekri Mustafa'dır, Neyzen Tevfik'tir... Memleket savdasıdır...Bayrak sevgisidir...TÜRKİYE'  dir! Küçüğe de yer vardır "Büyüğe" de. Tabii ki sofraya yakışanı başımızda bir "Büyük" olmasıdır. Kişinin kimyası sağlam olacaktır. Zira

                                                 Bed-maye olan anlaşılır meclis-i meyde

                                                 İşret güher-i ademi temyize mihenktir.

   "Mayası bozuk olan içki sofrasında belli olur. İçki, insanın (varsa) cevherini ortaya koyar" diyor Ziya Paşa. Bu nedenle o meclise katılma altı okka... yürek ister. Edalı edalı yürümekten öte marifeti olmayan kof kabadayılara yer yoktur da, adaba uyan kalem efendisine de, külhanbeyine de yer vardır. Racondur kesilen, mazlumdan yana, zalime karşı. Canandır, Rindandır. Canan gitmişse, rindan yoksa "mey ola ziyandır". Bezminde kadeh kırılsa da, kalp kırılmayandır. Bazı meclislerde çalınan çırpılandan kar dağıtılırken, bu mecliste, billur kadehlerin şakırtısında"efkar" dağıtılır. Kadehler şerefe kalkar ki şerefsezadır. Kimi zaman uşşak, kimi zaman hüzzam, kimi zamansa ferahfezadır. Konuşmakda erdemdir, dinlemekte. Dertler paylaşılır, gönül yaralarına merhem olunur. Camiye gidip erkân beğenmeyenler gıptayla dile gelir;

                                               Mescidde riya-pişeler itsün ko riyayı

                                               Meyhaneye gel gör ne riya var ne mürayi

     Bunu söyleyen dinin en üst basamağında ki kişidir; Şeyhülislam Yahya Efendi. Camide dedikodu yapanları değil, meyhanede adam gibi içenleri takdir etmektedir. Doğrudur da... Adam gibi oturulur, ne kadar içilirse içilsin, adam gibi kalkılr...

                        Elbette;     "Şişede durduğu gibi durmaz ki meret,

                                           Tutar insana hayatı sevdirir."

      Haklıdır Metin Eloğlu. Bu nedenle insanı, hayatı, sevgiyi bilmeyenler, diş bilerler içkiye de, içene de.

               Hasılı dostlar;     İçen biz, tıksıran başkası,

                                           Demlenen biz, densizleşen başkası,

                                          Çeken biz, çekilmez olan başkası...!

      İyisi mi, ucube bir meyhanede," tıksırmayacak" kadar içip, Galatasaray'lılar gibi nankörleşelim.

      Haydi, Buyrun; Şerefe!


                                                                                              Mehmet YAVRUTÜRK

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Mehmet YAVRUTÜRK

"ONLAR ÖLÜRKEN DE GÜLÜYORLAR" M.YAVRUTÜRK

Başlıkta ki tırnak içindeki o sözler bana ait değil. İlk duyduğumda canımı çok acıtan bu sözler "Sudaki İzler" belg...

Hüzün Kavmindeniz... M.YAVRUTÜRK

Hüzün Kavmindeniz... M.YAVRUTÜRK Oğlunu askere uğurlayan babanın öyküsünü anlatan dost Mehmet Yavrutürk
 İSTANBUL Hava durumu


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi