Gazete Tiyatroterapi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

ROSENBERGLERİ ÖLDÜRMEK!

ROSENBERGLERİ ÖLDÜRMEK!

Tarih 02 Mart 2012, 13:46 Editör

Julius ve Ethel Rosenberg'in dramatik yaşam ve ölümlerini anlatan ' Rosenbergler ölmemeli' oyunu ani bir karala İBB Şehir Tiyatroları programından çıkarıldı.

İBB Şehir Tiyatrolarından yapılan açıklama da, eserin yazarının(Alain Decaox), oyununun sahnelenmesine izin vermediği, oyunun Türkiye de ki telif haklarını elinde tutan ajansın da uyarısıyla oyunu kaldırdıklarını belirtildi.



                         ROSENBERGLERİ ÖLDÜRMEK!

Julius ve Ethel Rosenber’in dramatik yaşam ve ölümlerini anlatan “Rosenbergler ölmemeli” oyunu ani bir karala İBB Şehir Tiyatroları programından çıkarıldı.

İBB Şehir Tiyatrolarından yapılan açıklama da, eserin yazarının(Alain Decaox), oyununun sahnelenmesine izin vermediği, oyunun Türkiye de ki telif haklarını elinde tutan ajansın da uyarısıyla oyunu kaldırdıklarını belirtildi.

Bu açıklama çoğu kişiye pek inandırıcı gelmedi. Çünkü, son zamanlarda bir kısım basında sistemli bir şekilde oyun (ve Rosenbergler) için kara propaganda başlatılmıştı. Bazı kalemşörler hem oyuna hem Rosenbergler’e saldırdılar. Bir gazete de bu kampanyaya katıldı. Oyunda eleştirilen Mc Carthy dönemi, o dönemin “cadı avı” uygulamalarıyla bugünün Türkiyesine gönderme yapıldığı öne sürülerek, oyun, hedef gösterildi. Ve murada(!() erildi.

  Peki, Rosenbergler kimdi ve oyun neyi anlatıyordu?

   Sovyetler Birliği 1949 yılında ilk atom bombasını patlatınca, o güne kadar elinde bu bombayı tek başına tutan ve buna güvenerek dünyanın geri kalanını rehinesi gibi gören, psikopat haydut devlet  ABD çılgına döndü. Bir günah keçisi aramaya başladı. Buldu da; Rosenbergler.Mc Carthy  terörünün estiği dönem de savcıların “siparişiyle” ayarlana jüri,uydurma şahitler,yetersiz kanıtlarla (gerçekten de bize tanıdık geliyor) Julius ve Ethel Rosenberg atom sırlarını düşmana vermekten, idama mahkum edildi.Oysa ki davaya bilirkişi olarak katılan bir bilim adamının dediği gibi işin sırrı filan kalmamıştı,lise seviyesinde fizik bilen herkes işi biliyordu. Bütün mesele o bombayı yapacak teknolojiye sahip olabilmekti (Bugün İran’ın yapmaya çalıştığı gibi).O teknoloji de öyle zarfa konup, bir tenha da verilecek türden bir şey değildi. Davanın en kabul edilir şahidi Davit Greenglass (Ethel’in erkek kardeşi) ,2001 yılın da dava sırasında söylediklerinin tümünü geri aldı. Kendisini ve ailesini korumak için yalan söylediğini açıkladı. 1995 Yılında açıklana “Venona” projesi kayıtları da gösterdi ki özellikle Ethel’in en küçük bir suçu yokmuş. Julius ise mesleği ve inançları gereği-bugün kesinlikle suç sayılmayan- bir takım görüşmeler dışında hiçbir şey yapmamış.

    İdam kararıyla birlikte bütün dünya ayağa kalktı. ABD, geri adım atmak için pazarlığa başladı.”Yalan söyledik deyin cezanızı – önce otuz yıl sonra yirmi yıl – hapise çevirelim dediler. Çift reddetti. Ethel’e anne olması itibariyle, suçu, kocasına atması halinde derhal serbest kalacağını söylediler. Ethel iki gerekçeyle bu teklifi şiddetle reddetti:”Böyle bir lütufla rezilce yaşamaktansa kocamla birlikte ölmeyi tercih ederim.” dedi. Ayrıca bir şey daha dedi:” Bize inanan, bizim için eylem yapan milyonlarca insanı hayal kırıklığına uğratmaktan ve bu rezil suçlamaları yapanları sevindirmektense ölmeyi yeğlerim” dedi.

      İnfaz tarihi 18 Haziran 1953 olarak açıklandı. O gün, çiftin evlilik yıldönümüydü. İzin istediler, birlikte sakince kutladılar. Ceza 19 Haziran akşamı saat sekizde elektrikli sandalye de infaz edildi. Tarih, bu davayı hukukun cinayete nasıl alet edildiğinin örneği olarak kaydetti.

   Rosenbergler için dünyanın her dilinde pek çok şey yazıldı. Ama bunların içinde yazılanların belki de en güzeli, en anlamlısı Melih Cevdet Anday’ın “ANI” şiiridir;

                              Bir çift güvercin havalansa 

Yanık yanık koksa karanfil

Değil bu anılacak şey değil

Apansız geliyor aklıma

Neredeyse gün doğacaktı

Herkes gibi kalkacaktınız

Belki daha uykunuz da vardı

Geceniz geliyor aklıma

Sevdiğim çiçek adları gibi

Sevdiğim sokak adları gibi

Bütün sevdiklerimin adları gibi

Adınız geliyor aklıma

Rahat döşeklerin utanması bundan

Öpüşürken bu dalgınlık bundan

Tel örgünün deliğinde buluşan

Parmaklarınız geliyor aklıma

Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm

Kahramanlıklar okudum tarihte

Çağımıza yakışan vakur, sade

Davranışınız geliyor aklıma 

Bir çift güvercin havalansa 

Yanık yanık koksa karanfil

Değil unutulur şey değil

Çaresiz geliyor aklıma.

 

  Aradan elli dokuz yıl geçti. Rosenberg’ler, “apansız” da olsa,”çaresizde” olsa aklımıza gelmeye, özgürlük, adalet ve barış diye hülasa edebileceğimiz “İnsanlık İdeali”  yaşadıkça da yaşamaya devam edecekler!

 

                                                                                      Mehmet YAVRUTÜRK

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Mehmet YAVRUTÜRK

"ONLAR ÖLÜRKEN DE GÜLÜYORLAR" M.YAVRUTÜRK

Başlıkta ki tırnak içindeki o sözler bana ait değil. İlk duyduğumda canımı çok acıtan bu sözler "Sudaki İzler" belg...

Hüzün Kavmindeniz... M.YAVRUTÜRK

Hüzün Kavmindeniz... M.YAVRUTÜRK Oğlunu askere uğurlayan babanın öyküsünü anlatan dost Mehmet Yavrutürk
 İSTANBUL Hava durumu


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi