Gazete Tiyatroterapi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

KAÇ KOCALIDIR HÜRMÜZ? Mehmet YAVRUTÜRK

KAÇ KOCALIDIR HÜRMÜZ? Mehmet YAVRUTÜRK

Tarih 05 Şubat 2012, 21:47 Editör

Peşin söyleyeyim yediden fazla. Çünkü bu Hürmüz, o Hürmüz değil; Dünyanın petrol temini konusundaki en önemli geçiş noktası olan Hürmüz Boğazı!...


                       KAÇ KOCALIDIR HÜRMÜZ?

Peşin söyleyeyim yediden fazla. Çünkü bu Hürmüz, o Hürmüz değil; Dünyanın petrol temini konusundaki en önemli geçiş noktası olan Hürmüz Boğazı!

Coğrafi olarak, genişliği 34km. ye kadar ulaşsa da, büyük tankerlerin geçebileceği derinliğe sahip bölümü 3km genişliğe ulaşabiliyor. Burası da İran'a (Bender Abbas) yakın bir bölüm. Başka çıkış noktaları olan İran ve Suudi Arabistan'ın yanı sıra Irak, Kuveyt, Bahreyin, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) dünyaya tek çıkış noktası da bu Boğaz. İspatlanmış petrol rezervlerinin %57 si (715 milyar varil)bu bölgede. Petrol nakliyatının %19, Deniz yoluyla yapılanların %33ü buradan yapılıyor.

İşte bu kadar öneme sahip bölgede, bölge içi aktörlerin yanı sıra bölge dışı aktörlerin de katılımıyla çalan tamtamların kreşendosu giderek artıyor. Önce ,geçtiğimiz ay bölgeyi ziyaret den Çin Başbakanı bugüne kadar izledikleri tutumdan farklı olarak İran'ı nükleer programı konusunda uyardı.Nükleer kulüpte yeni bir ülke görmek istemediklerini söyledi. Arkasından Katar da ,İran'ın, hangi nedenle olursa olsun Hürmüz'ü kapatmasını kesinlikle kabul etmeyeceklerini söyledi. Ardından 23 Ocakta İran'ın "uzak durun" dediği Basra Körfezine USS Abraham Lincoln uçak gemisi Hürmüzden geçerek girdi. Üstelik bir yanında bir İngiliz Fırkateyni diğer yanında bir Fransız savaş gemisiyle. Ne zaman? İran Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Habibullah Seyyari'nin :" Hürmüz'ü kapatmak, bizim için bir bardak su içmek kadar kolaydır!" demesinin hemen ardından. ABD bununla da kalmadı, Kasım da kızağa çekilen (muhtemelen jilet yapılacak olan) "USS Enterprise" uçak gemisinde Savunma Bakanı Leon Panetta, şimdilik bu kararlarından vazgeçtiklerini açıkladı.

Panetta,bir şey daha söyledi;dağların altında ki İran'ın nükleer tesislerini vuracak silahları olmadığını ancak bu silahlara sahip olmaya da çok yakın olduklarını "müjdeledi"(!). 28 ve 29 Ocak da ABD savunma çevrelerine yakın olduğu söylenen Ronen Bergman New York Times da, İsrail'in Nisan ya da en geç Mayıs da İran'ı vuracağını yazdı. 3 Şubat da ise benzer iddialar Davit İgnatyus imzasıyla Washington Post da çıktı. İki yazarında ortak özelliğinin Yahudi kökenli olması " şayan-ı dikkatdir"! Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, konuyla ilgili kendisini arayan ABD Dıişleri bakanı Hillary Clinton'un telefonuna çıkmadı. Rusya, bununla da kalmadı ,ağırlıklı olarak İran ve Türkiye sınırını kapsayan çok geniş bir tatbikat (stratejik tatbikat diyorlar) kararı aldı. Hemen hemen aynı gün de de İran, Hürmüz Boğazın da bir ay sürecek bir tatbikatı duyurdu. Oysa ki İran aynı yerde daha bir ay önce tatbikat yapmıştı.


Kanbersiz düğün olmaz misali AB de İran'a Temmuz'dan itibaren petrol alımı ve teknoloji transferi konusunda yaptırım kararı aldı.


En sonunda (assolist olduğundan herhalde) sahneye İsrail çıktı. Savunma Bakanı Barak :"İran'ın nükleer dokunulmazlık kazanmasına izin vermeyeceklerini" belirterek,- tabiri caizse - bir şekilde halledeceklerini duyurdu.


Bütün bu kavga kıyamet sırasında Türkiye'nin pozisyonunu bir türlü öğrenemedik. "Komşularla sıfır sorun" politikasının kaç sıfırlık bir hezimete dönüştüğünü bilmediğimiz gibi! Kar buz derken, Futbolda ki deprem, dindar gençlikti, Atatürk'ü Milli Eğitimden silme telaşı, komşular da ki sünni-şii kavgasına taraf olma merakı yüzünden, anlaşılan olana bitene -günün modasına uygun tabirle- "Fransız kalıyoruz". Kendi politikamız olmadığından başkalarının dümen suyuna girip, onların politikalarının parçası- ve korkarım ki kurbanı- olma tehlikesiyla karşı karşıyayız. Bu ülkenin en iyi yetişmiş, en donanımlı kadrolarını "monşerler" diyerek aşağılayarak, tasfiye ederek, onların yerine -görünüşte olmasa da- kafaca "bademleri" doldurarak gelinen noktanın böylesine hazin olması kaçınılmazdır.


Unutmamak lazim ki İsrafil, Sur'unu çaldığında kıyamet sadece sesi duyanlar için değil ,herkez için kopacaktır.


                                                                                                                            
                                                           Mehmet YAVRUTÜRK





Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Mehmet YAVRUTÜRK

"ONLAR ÖLÜRKEN DE GÜLÜYORLAR" M.YAVRUTÜRK

Başlıkta ki tırnak içindeki o sözler bana ait değil. İlk duyduğumda canımı çok acıtan bu sözler "Sudaki İzler" belg...

Hüzün Kavmindeniz... M.YAVRUTÜRK

Hüzün Kavmindeniz... M.YAVRUTÜRK Oğlunu askere uğurlayan babanın öyküsünü anlatan dost Mehmet Yavrutürk
 İSTANBUL Hava durumu


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi