Gazete Tiyatroterapi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

UZAKTAKİ YAKIN DOSTLAR... M. YAVRUTÜRK

UZAKTAKİ YAKIN DOSTLAR... M. YAVRUTÜRK

Tarih 14 Kasım 2011, 18:19 Editör

Bin sekizyüzlü yılların ikinci yarısında Veliaht Prensleri bir gemiyle ziyaretimize gelir. Her iki taraf da bu ziyaret ve tanışıklıktan memnun kalır. Bir süre sonra Padişahın emriyle, Temmuz 1889 da Ertuğrul Gemisiyle bir iade-i ziyaret hazırlanır.




                                     UZAKTAKİ YAKIN DOSTLAR

       İlk "bin bir çeşitçimiz", şehir hatları vapurlarımızın aşina tipi "Burhan Pazarlama" , onlardan;" Güneşin doğduğu dağların ardında yaşayan, çekik gözlü insanlar" diye bahsederdi.

       Aslında kendileriyle tanışıklığımız eskidir. Bin sekizyüzlü yılların ikinci yarısında Veliaht Prensleri bir gemiyle ziyaretimize gelir. Her iki taraf da bu ziyaret ve tanışıklıktan memnun kalır. Bir süre sonra Padişahın emriyle, Temmuz 1889 da Ertuğrul Gemisiyle bir iade-i ziyaret hazırlanır. Gemi, Temmuz 1889 da yola çıkar. Arızalar, uğranılan -özellikle Müslümanların yoğun olduğu- limanlar derken onbir ay sonra, Haziran 1890 da menzile ulaşılır. "Güneşin battığı dağların ardından" gelen bu fesli, sarıklı insanları, hem halk hem İmparator coşkuyla karşılar.

       Ertuğrul Gemisi üç ay boyunca Japonya da kalır. Gemi bandosu halka bir çok konserler verir. Sonunda 15 Eylül 1890 da geri dönüşe geçilir. Japon Donanmasının "tayfun" uyarısı dikkate alınmaz. Üç gün sonra 18 Eylül de tayfuna yakalanan gemi Kuşimoto açıklarında kayalara çarparak parçalanır(Ertuğrul Faciası). Kuşimoto'lu balıkçılar, canlarını ortaya koyarak 69 gemicimizi kurtarır. Aralarında, gemi komutanı Osman Paşa ve süvari Ali Bey (Şair Can Yücel'in büyük dedesi) de olduğu 550 civarında denizcimiz şehit olur. Çoğumuzun bilmediği ya da unuttuğu bu şehitlerimiz için Kuşimoto'da bir anıt dikilir ve her beş yılda bir bu şehitlerimiz için resmi anma törenleri düzenlenir.

        Aradan yüz küsur yıl geçer. Bu arada ticari kültürel v.s ilişkilerimiz bir hayli ilerler. Bu yılın 11 Martın da Japonya, önce 8.9 luk depremle, arkasından boyları on metreyi aşan tsunami dalgalarıyla ve bunun sonucu ortaya çıkan nükleer felaketlerle karşılaşır. Yüreklerimiz, bu çalışkan, gururlu asil milletin, uzakta ki can dostlarımızın acılarıyla burkulur.

        Yazın düzenlenen 6. Dünya Kadınlar Futbol Şampiyonasın da Japonya sade ama mücadeleci futboluyla rakiplerini birer birer geçip, finale kalır. Rakip, bu kupayı daha önce kazanmış, fizikli ve atletik oyunculardan kurulu A.B.D dir. Ve gönlümüz elbette ki Japonya'dan yanadır. Maça fırtına gibi başlayan A.B.D iki kere öne geçse de savaşçı Japonlar onları yakalar. Zafer için bu sefer "atom bombalarını" kullanamayan A.B.D liler penaltılar da Japonlar'a boyun eğince, sevinçlere gark oluruz.(Samimi itirafımdır, Japonların kazanması kadar A.B.D 'nin kaybetmesine de sevinmişizdir.) .Üst üste yaşanan felaketlerden sonra yaşanan bu sevinç, Başbakanın da katıldığı ağırbaşlı bir törenle kutlanır.

        Aradan aylar geçer, bu sefer memleketimizin doğusunu 7.2 lik deprem vurur. Bilanço ağırdır. Desteğe ihtiyaç vardır. Bilinen türküde ki gibi: "Çığlık çığlığa yar geceler/ Kardeşin duymaz, eloğlu duyar" misali, birçok kan (Azeriler hariç)ve din kardeşimiz kulağının üstüne yatarken Japonlar, arama kurtarma ve sağlık ekipleriyle koşar gelir. Japonya da ise Büyük Elçiliğimizin önüne konulan yardım kutusuna akın akın gelip, para ve destek mesajları atarlar. Elçilik çalışanlarının konuşma ve teşekkür etmesine bile fırsat vermeden, sessizce uzaklaşırlar Arama kurtarma çalışmaları sona erince bir kısmı dönerken ,sağlık ekipleri çalışmalarını sürdürür. Ve Van 5.6 lık kıytırık bir depremle yeniden yıkılır. Bu sefer enkaz altında Japon sağlık görevlileri de vardır. Bunlardan Miyuki Konnai, yaralı olarak kurtulur. Ama Dr.Atsushi Miyazaki, hayatını kaybeder. Mustafa Kemal'in Çanakkale’deki Anzaklar için söylediği "Bu topraklar üstünde can veren kahramanlar... Artık bizim evladımızdır" sözü, Miyazaki için de geçerlidir. Onun şahsında Ertuğrul faciasında can kardeşimiz olanlar artık hem Van hem kan kardeşimiz olmuşlardır. Miyazaki de on üç yaşında ki Yunus, yirmi beş yaşındaki Cem, elli yaşındaki Sebahattin gibi bizim kaybımızdır. Ve bu topraklar üzerinde sonsuza kadar yaşayacaktır.

        Güneşin doğduğu dağların ardında ki uzak diyarlarda yaşayan, sevinç ve üzüntülerimizde hemhal olduğumuz çekik gözlü asil milletin 127 milyonunun her birine ayrı ayrı 74 milyon selam ve sevgiler...!

                                                                                                             Mehmet YAVRUTÜRK


Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Mehmet YAVRUTÜRK

"ONLAR ÖLÜRKEN DE GÜLÜYORLAR" M.YAVRUTÜRK

Başlıkta ki tırnak içindeki o sözler bana ait değil. İlk duyduğumda canımı çok acıtan bu sözler "Sudaki İzler" belg...

Hüzün Kavmindeniz... M.YAVRUTÜRK

Hüzün Kavmindeniz... M.YAVRUTÜRK Oğlunu askere uğurlayan babanın öyküsünü anlatan dost Mehmet Yavrutürk
 İSTANBUL Hava durumu


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi