Gazete Tiyatroterapi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

HABER ARA


Gelişmiş Arama

EN ÇOK OKUNANLAR

Mehmet YAVRUTÜRK... CELLATLAR

Mehmet YAVRUTÜRK... CELLATLAR

Tarih 04 Ağustos 2011, 23:18 Editör

Onlar, tarih boyunca insanoğlunun yapabileceği en pis işi yapan, meslek sahipleri; cellatlar. Sadece sıradan insanların değil, nice beylerin, paşaların, şehzadelerin hatta padişahların hayatına son verdiler...

                                                         CELLATLAR

 

     Onlar,  tarih boyunca insanoğlunun yapabileceği en pis işi yapan, meslek sahipleri; cellatlar. Sadece sıradan insanların değil,  nice beylerin, paşaların, şehzadelerin hatta padişahların hayatına son verdiler. Ama katlettikleri insanlar için türbeler yapıldı, en azından normal mezarlıklara gömüldüler. Örneğin, yalın ayak, başı kabak, anadan üryan, aşağılanarak cellatlara teslim edilen Şeyh Bedrettin, bile, zamanla Serez' de ki naaşı alınıp, Divanyolu Caddesindeki II. Mahmut Türbesi haziresine gömülürken, cellatlar sıradan mezarlıklara bile kabul edilmediler.

      Eyüp Mezarlığında, Pierre Loti'nin ilerisinde, Karyağdı bayırına çıkan dar bir yol vardır. Burada ki "Karyağdıbaba Türbesini" geçince metruk bir mezarlık çıkar karşınıza. Bu mezarlık, dünyada başka bir yerde olmayan ,"Cellat Mezarlığıdır". 

      Neden buradadır? Çünkü o zamanlar orası, İstanbul'un en uç noktası, kuş uçmaz,  kervan geçmez, yolu bile olmayan, yarı orman ürkütücü bir yerdir. Dilsiz cellatlar (dilleri kesilirdi) lanetliydiler. Bu nedenle normal kabristanlara kabul edilmiyordular. Gerekçe, insana saygı, iyilerle kötülerin aynı kefeye konmaması idi. Reşat Ekrem Koçu,  bu durumu :" Toplum, din ve ahlak anlayışımızın en güzel örneklerinden biridir" diyerek, onamış hatta kutsamıştır. Araştırmacı Yaşar Karaduman :" Halk... insani duygu ve özelliklerden yoksun, acıma, merhamet hisleri bulunmayan cellatları, mezarlıklarına almamış, kendi aralarında gömülmelerini istememiştir." tesbitini yapmaktadır. Ersin Kalkan ise :" Bayramlarda Eyüp mezarlıkları dolup taşardı. Ama cellat mezarlığının hiç ziyaretçisi olmazdı." diyor.

      Lanetlenme sadece bunlarla mı sınırlıydı? Hayır!

      Osmanlı da mezartaşı işçiliği üst düzeydedir. Öyle ki mezar taşına bakarak meftanın künyesini okuyabilirsiniz. Kadın mı, erkek mi, sivil mi asker mi, ulema mı vezir mi... anlaşılırdı. Cellat mezarlarına gelince, hiç bir işaret olmazdı. Bu taşlar iki metreye yakın, köşeli - ve bir iddiaya göre- siyaha boyalı taşlardı.

      Zamanın muktedirlerine, ellerinde ki iplerle, yay kirişleriyle, balta ve kılıçlarıyla en kanlı hizmetleri (!) sunan cellatlar, öldüklerinde gözden ırak, metruk ve lanetli yerlere gömüldüler.

       Şimdi de günümüzün muktedirlerine  gönüllü hizmet veren  bir takım cellatlar var. Onların infaz araçları genelde kalem veya klavye. Dilsiz olmak şöyle dursun, dilleri papuç gibi. Ellerini direkt olarak kana bulamıyorlarsa da (bknz. Neden suçlandığını öğrenemeden ölen veya intihar edenler)  dolaylı olarak elleri dirseklerine kadar kanlı. Haysiyet, onur, gelecek, özgürlük  v.s cellatlığı yapmada bire birler. Onlara göre ,"muktedirlere " biat etmeyen herkes, aksi kanıtlanana kadar suçludur ve aksini kanıtlamalarına fırsat vermeden " infaz edilmelidirler" .

       Bu cellatlar " medya cellatları" dır. Onlar da "...insani duygu ve özelliklerden yoksun, acıma, merhamet, sevgi hisleri bulunmayan" cellatlardır. Kendi kişisel ikballeri dışında hiç bir şeyi umursamazlar. Hiç bir ahlaki, vicdani inançları yoktur; çıkarlarının tetikçisidirler.

       Eski zaman cellatları ölünce lanetli mezarlıklara gömüldüler. Çoğunun bundan haberi bile olmadı.

       Zamane cellatlar ise yaşayan, lanetli ölüler. Gün gelip devran döndüğünde, tarihin lanetli mezarlıklarına gömüldüklerini yaşayarak, görecekler.

 

 

                                                                                Mehmet YAVRUTÜRK

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Mehmet YAVRUTÜRK

"ONLAR ÖLÜRKEN DE GÜLÜYORLAR" M.YAVRUTÜRK

Başlıkta ki tırnak içindeki o sözler bana ait değil. İlk duyduğumda canımı çok acıtan bu sözler "Sudaki İzler" belg...

Hüzün Kavmindeniz... M.YAVRUTÜRK

Hüzün Kavmindeniz... M.YAVRUTÜRK Oğlunu askere uğurlayan babanın öyküsünü anlatan dost Mehmet Yavrutürk
 İSTANBUL Hava durumu


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi