| ||||||||||
| ||||||||||
| ||||||||||
HABER ARAEN ÇOK OKUNANLAR |
Mehmet YAVRUTÜRK ... Rüzgarda Yanan MumlarYıllar önce, bir kış günü uçsuz bucaksız bir sahilde rastlamıştım ona... RÜZGARDA YANAN MUMLAR
Yıllar önce, bir kış günü uçsuz bucaksız bir sahilde rastlamıştım ona. İncecik gövdesi esen rüzgarda mum alevi gibi bir sağa bir sola yatıyor, rüzgar duralayınca yarım metreye yakın boyuna rağmen dimdik dikiliyordu. Bu duruşuyla da sanki rüzgara meydan okuyordu. Bir kaç yüz metre ilerideki verimli topraklara baktım; kış uykusundaydılar. O sahil çölünde, o mevsimde dimdik ayakta kalmayı başarmıştı. İsmini bilmediğim bu "Hüda-i nabit"(1) buraya nasıl gelmişti, nasıl tutunmuştu, nasıl büyümüştü, nasıl yaşıyordu...? Dili olsaydı da anlatsaydı. Hikayesini seve seve dinlerdim. O sahil çölünde ki ot bana bir şeyler hatırlattı. Daha doğrusu birilerini. Hayata on sıfır geriden başlayan insanları. Çoğunun adı ileriki zamanlarda "kaybedenler" hanesine yazılmıştır. Ama bazıları kaybetmeyi kabullenmez. Kendilerini on sıfır geriden başlatan hayatla saç saça baş başa, diş dişe bir kavgaya girişirler. Aileden yana sorunlar vardır, barınmadan yana sorunlar vardır. Sağlıklı beslenmek şöyle dursun,karınlarını doyurmakta zorlanırlar. Bırakın paralı özel okulları, sıradan bir okula ulaşmakta bile sıkıntı çekerler. Kimleri kimseleri, çevreleri yoktur. Hayatın her aşamasını "vuruşarak" geçmek zorundadırlar. "Aldığınız darbe sizi öldürmüyorsa, güçlendirir." kuralı en çok onlar için işler. Belki incecik, naif,(2) üfürsen uçacakmış gibi dururlar ama dokunmaya kalksanız anlarsınız nasıl "çelikleştiklerini". En şiddetli fırtınalar da bile eğilip bükülseler de çabucak toparlanır, yay gibi dikilirler. Aslında sizler de onları tanıyorsunuz. Şöyle bir etrafınıza bakın, mutlaka birkaç tane "rüzgarda yanan mum" göreceksiniz. O gün bana bunları hatırlatan, adını bilmediğim otun ince püsküllerini okşayıp yoluma devam ettim. Hatırladığım, denizden doğru gelen rüzgar sanki kulağıma Elton John’un "Candle ın the Wind"(3) şarkısının sözlerini fısıldıyordu; "Ve bana öyle geliyor ki Sen hayatını rüzgardaki bir mum gibi yaşadın Yağmur bastırdığında" (bile sönmeyen) (4)
Mehmet YAVRUTÜRK Yazarın notları… (1) Ekilmeden biten (kendiliğinden yetişen) bitki... (2) Çocuksu, saf/kırılgan, ince… (Fransızca’dan Türkçe’mize geçmiş) (3) Marilyn Monroe için yazmış, Prenses Diana'nın cenaze töreninde değiştirerek söylemiştir. (4) Benim yorumum.
|
İSTANBUL Hava durumu
|
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |